GÜVERCİNGİLLER (Columbidea)
289 türden meydana gelen bu familyanın bireylerine kutuplar
dışında bütün dünyada rastlamak mümkündür. Yaşam biçimleri ve fiziksel
yapıları farklılıklar göstermekle beraber hepsi ufak başlı, kısa
bacaklı, kanat ve kuyruk telekleri oldukca güçlü ve iyi uçan kuşlardır.
Güvercingiller danecil kuşlardır. Başlıca besinlerini çeşitli tohumlar
(özellikle tohumlar) ve meyvalar oluşturur. Tohumları kabuklarıyla
beraber yedikleri için ardından hemen su içme gereksinimi duyarlar. Su
içme davranışları diğer kuşlardan farklıdır. Kuşlarda burun delikleri
ile gagaları arasını kapatacak bir yapı bulunmadığı için vakum
oluşturamazlar dolayısıyla suyu ememezler. Suyu gırtlaklarına iletmek
için su içerken gagalarını havaya kaldırılar. Ancak güvercingil
familyasına dahil kuşlar su içerken burun deliklerini de suya
daldırırlar. Böylece vakum oluşturarak suyu emerler. Bu nedenle
içecekleri su kaynaklarının derinliği gaga ve burun deliklerini
daldırabilecekleri derinlikte olmalıdır.
Yuva yaptıkları yerler türlere göre farklılık gösterir. Kaya
kovuklarına, ağaç kovuklarına ve dallarına hatta toprağa yuva yapanlar
bulunur. Yuvalarını çalı çırpı, tüyler ve kuru ot gibi maddelerden,
oldukca basit ve gevşek olarak hazırlarlar. Bu yuvaya dişi kuş genelde 2
yumurta bırakır. Dişi ve erkek kuş yumurtaların üzerinde nöbetleşe
yatarlar. Kuluçka süresi türlere göre 12-28 gün arasında değişir.
Yavrular çıktıklarında çıplak ve gözleri kapalıdır. İlk günlerde, ana ve
babalarının kursaklarından salgılanan ve "güvercin sütü" adı verilen bir
maddeyle beslenirler. 5-7 gün içerisinde gözleri açılır ve ebeveynleri
tarafından yarı sindirlmiş tohumlar ile beslenmeye başlarlar. Bundan
sonra hızla gelişen yavrular dördüncü haftanın sonunda ana babalarını
izlerler. Aşağıda güvercingiller familyasından bazı türler kısaca
anlatılmıştır.
TAHTALI (Columbae palumbus)
Meşe palamudu ormanlarını seven bu kuşun rengi gridir. Boynunda
yarım ay şeklinde beyaz bir leke bulunur. Kanat el uçma teleklerinin
siyah, dış kenarı beyazdır. Gaga açık sarı, dip üst tarafı beyaz,
bacaklar ise sarıdır. Kanat üzerinde beyaz bir benek bulunur. Bütün
Avrupa'ya, Kuzey Afrika ve Batı Asya'ya yayılmışlardır. 40-45 cm
uzunluğundaki bu kuş sürüler halinde yaşar ve ağaçların yüksek dallarına
yuvalanır. İkinci yaşın ortalarında eşeysel olgunluğa ulaşır. Sezonluk
eş yapar. Yuvayı erkek kuş yapar. Bir postada iki yumurta yaparlar.
Kuluçka süresi 17 gündür. yavrular ortalama 29 günde yeme düşerler.
GÖKCE (Columbae oenas)
Bu kuşların Akdeniz ve Britanya adalarında yaşayanları yerleşik,
Kuzey Avrupa'da yaşayanları ise göçmendir. Bu bölgelerin dışında gökce
güvercine Kuzey Afrika, Rusya'nın batısı ve Afganistan'da rastlamak
mümkündür. Ülkemizde Trakya, Batı Anadolu ile Akdeniz Bölgesi'nde yerli,
Orta Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu'da yazın kuluçka yaparlar. Tüyleri
gri-mavi, ense ve kulak kırmızımsı mavi, bu iki bölgenin ara kısımları
yeşilimsidir. Kanatta iki, kuyruk telekleri ucunda siyah bir şerit
bulunur. gaganın dip kısmı kırmızı, uca doğru sarımsı, ayaklar ise
kırmızı renktedir. Ağaç kovuklarına yuvalanan bu kuş özellikle yerleşim
bölgelerine uzak yerleri sever. Kuluçka süresi tahtalıda olduğu gibi 17
gündür. Yavrular ortalama 24 günde yeme düşerler. Bu kuşlarda sezonluk
olarak eş yaparlar.
GÖÇMEN GÜVERCİN (Ectopistes migrotorius)
Çok büyük sürüler halinde, kilometrelerce çaplı alanlarda bu
kuşların soyu, Kuzey Amerika'ya yerleşen Avrupalı'lar tarafından
yüzyılımızın başında tüketilmiştir.
Geçen yüyılın sonlarına doğru ornitolog Alexander WILSON geçişini
izlediği bir sürünün uzunluğunu 385 km, kuş sayısını ise 2-2.5 milyar
olarak tahmin ettiğini yazmıştır. 1890'lı yıllarda ise şuraya buraya
yuvalanmış birkaç yüz güvercin kalmıştır. Bu tarihten on yıl sonra ise
göçmen güvercine yalnızca hayvanat bahçelerinde rastlanıyordu. Doğanın
dışında, kafeste üreyemeyen bu kuşların sonuncusu 1914 yılında
Cincinatti Hayvanat bahçesinde ölmüştür.
KUMRU (Streptopelia decaocta)
Bu kuş Asya'da ve Balkanlarda oldukca yaygın, Orta ve Doğu
Karadeniz dışında tüm Türkiye'de bulunmaktadır. Uzunluğu 35 cm dolayında
olan bu kuşun rengi gridir. Tüy rengi gridir ve kanat teleklerinin
uçlarıda siyahtır ancak kuyruk teleklerinin altında, uç kısmında beyaz
bir şerit bulunur. Ensesinde siyah bir şerit bulunur. Ayaklar gri, pembe
kırmızı, göz beyaz ya da açık gridir. Bİr yaşında eşeysel olgunluğa
erişirler. Sezonluk olarak eş yaparlar. Kuluçka süresi 15 gündür.
Yavruları ortalama 17 günde yeme düşerler.
Ağaçlara yuvalanan bu kuşların, yerleşim bölgelerinde elektrik
direklerine veya evlerin oyuk ve çıkıntılarına yuva yaptıklarını görmek
mümkündür.
ÜVEYiK (Turtur turtur)
30 cm cıvarında uzunluğa sahip bu kuşun rengi kızılımsı pas
rengindedir. Boyun yanlarında gümüş kenarlı dört siyah şerit bulunur.
karın ve kuyruk altı tüyleri beyazdır. Kanat üzerinde yeşile çalan bir
bant bulunur. Ayaklar kırmızı , göz portakal rengindedir. Kuyruğunu
açtığında tam olarak yarım bir daire oluşturur. Sezonluk eş yaparlar.
Kuluçka süresi 14 gündür. Yavruların yeme düşme süresi çıkıştan ortalama
21 gündür.
Özellikle ovalarda ağaçlara küçük gruplar halinde yuvalanırlar. Çok
ürkektirler. Gurgur veya turtur şeklindeki ötüşlerini kilometrelerce
uzaktan duymak mümkündür.
Ülkemizde çok tanınan bir av kuşu olan üveyiğin aşırı avlanma ve yuva
alanlarının tahrip edilmesi sonucu soyunun kısa sayılacak bir sürede
tükenmesi mümkündür.
KAYA GÜVERCİNİ (Columbae livia)
Dünya'da en yaygın olan güvercin türüdür. Şehirlerde, özellikle
cami çevrelerinde kalabalık sayıda gördüğümüz bu kuş doğada kaya
kovuklarına, şehirlerde ise, yuva yapmaya uygun ve insan elinin
ulaşamayacağı her yere yuva yapabilir.
Rengi acıktan koyuya mavi-gri olan bu kuşun gagası siyahtır. Kanat
üzerinde enine belirgin siyah iki şerit bulunur. Kuyruk teleklerinin de
ucunda siyah bir şerit bulunur. Ayaklar kırmızı-siyah, tırnaklar
siyahtır. Göz koyu portakal rengindedir. Altı aylık cıvarında eşeysel
olgunluğa ulaşan bu kuşlarda eşlerin bağlılığı ömür boyudur. Kuluçka
süresi 18 gün, yavruların yeme düşme süreleri ortalama 24 gündür.
EVCİL GÜVERCİN (Columbae domestica)
Darwin dahil birçok araştırmacı evcil güvercinin atasının kaya
güvercini olduğunu ileri sürmektedirler. Yine tanınmış diğer bir kesim
araştırmacı ve ornitologlar (kuş bilimci) ise evcil güvercinin 2 veya 4
tür yabani güvercin türünün melezlenmesinden köken aldığını
bildirmektedirler.
Evcil güvercinin tüm dünyaya yayılmış çok farklı renk, yapı ve
büyüklükte 800 cıvarında farklı ırkı bulunmaktadır. Değişikliği
sevmemeleri ve yön bulmadaki ustalıkları onların belli yerlere kolayca
alışmalarını sağlamaktadır. Bu özellikleri nedeniyle insanlar tarafından
sevilimektedirler. Çeşitli ırklar güvercinseverler tarafından farklı
özellikleri nedeniyle yetiştirilmektedirler. Kimi güzel görünümleri,
kimileri uçarken gösterdikleri yetenekleri nedeniyle , kimileri ise
sürat yarışmaları için yetiştirilmektedirler.
GÜVERCİN YETİŞTİRİCİLİĞİNİN TARİHCESİ
Kültür tarihinde hiçbir hayvan yoktur ki kendisinden bu denli
sözettirmiş olsun. Yunan mitolojisinde,Yahudilerin, hiristiyanların ve
müslümanların tarihinde ondan iyilikle sözedilir. Hz. Nuh'a tufandan
sonra suların çekildiğini haber veren, hz. Muhammed'in düşmanlarını
şaşırtan hep güvercindir.
Güvercinlerle ilgili en eski kayıtlar M.Ö. 3000 yıllarına dayanmaktadır.
Bu kayıtlarda yarı evcil güvercinlerin gübrelerinden faydalanıldığı
belirtilmektedir. Yine aynı kayıtlardan Mısır fıravunlarının
sofralarından güvercinin eksik olmadığını anlıyoruz. Gübre elde etmek
için yetiştirilen güvercinlere, güvercin kulesi adı verilen yüksek ve
üzerinde çok sayıda delikler bulunan yuvalık yerleri hazırlanmıştır.
Daha sonraki dönemlerde güvercin yetiştiriciliği renk ve yapısal olarak
daha güzellerini yetiştirme üzerine yoğunlaşmıştır.
Bu arada güvercinler haberleşme amacıyla da kullanılmaya başlanmıştır.
Romalı'lar, özellikle savaşlar esnasında haberleşmek için güvercinlerden
yararlanmışlardır. Bağdat halifeleri posta güvercinlerine çok değer
verirlerdi. M.Ö. 300 yılında, güvercinlerle tüm Çin'i kapsayan bir posta
sistemi kurulmuştu.
Ticaret yollarıyla güvercin ve güvercin yetiştiriciliği Güneydoğu
Akdeniz üzerinden, o zaman var olan tüm ülkelere yayılmıştır. Bu
yayılmada savaşların da büyük etkisi olmuştur. Özellikle Hollanda'lı
denizciler, o zamanlar değişik ırkların geliştirildiği bir ülke olan
Hindistan'dan farklı güvercin ırklarının ülkelerine götürmüşlerdir. Bu
kuşlar bu günkü ırkların ilkel atalarıdır.
DÜNYADA GÜVERCİN YETİŞTİRİCİLİĞİ
"Güvercin yüzyıllardır tüm dünya uluslarının sevgilisi olmuş ve
hiçbir güç bu sevginin önüne geçemez" Alman kuşsever Schachtzabel
tarafından dile getirilen bu sözlerin şüphesiz birçok nedeni vardır.
Ancak bunların en önemli nedeni kanımızca güvercinin yuvasına, evine
olan bağlılığıdır.
Yüzlerce ırkı bulunan güvercinin tüm Dünya'da milyonlarca yetiştiricisi
bulunmaktadır. Her biri farklı bir güvercin ırkını yetiştiren bu
kuşseverler, yetiştirdikleri ırkın soyunu, özelliklerini korumak ve
yetiştirme sorunlarına çözüm bulmak amacıyla dernekler kurmuşlardır.
Günümüzde güvercinler üzerine çeşitli araştırmalar yapılmıştır.
Güvercinler için bakım, besleme ve ıslah metodları geliştirilmiştir.
Bunların dışında her ırk için farklı yarışmalar düzenlenmektedir.
Özellikle posta güvercini yetiştiricileri oldukca ciddi organizasyonlar
altında birleşmişlerdir. Spor olarak kabul edilen "posta" yarışları
uluslararası boyuta ulaşmıştır. Bu sporun yayıldığı ülke olarak kabul
edilen Belçika'da "Uluslararası Posta Güvercini Yetiştiricileri Birliği"
adı altında uluslararası bir organizasyon bulunmaktadır. Bu birliğe
bağlı, 36 ülkede "Posta Güvercini Yetiştiricileri Federasyonları"
bulunmaktadır. Bu ülke federasyonları zaman zaman aralarında posta
güvercini olimpiyatları düzenlemektedirler.
TÜRKİYE'DE GÜVERCİN YETİŞTİRİCİLİĞİ
Ülkemizde güvercin yetiştiriciliği oldukca yaygındır. Eski
dönemlerde güvercin yetiştiricilerine "kuşbaz" adı verilmekteydi.
Günümüzde bu terim kullanılmamakta, buna karşılık genellikle kuşcu
terimi güvercin yetiştiricisini tanımlamaktadır.
Eski dönemlerde güvercinlerin daha çok açıkta, saçak veya çatı altlarına
konmuş basit yuvalıklarda barındırılmışlardır. Bu gün dahi, özellikle
kırsal bölgelerde aynı tip yetiştiriciliğe rastlamaktayız. Ancak bu
şekilde güvercinlerin kontrolü zor olduğu için genelde günümüzde
güvercin artık kümeslerde barındırılmaktadır. Kümeste yetiştiricilik ile
kontrollü çiftleştirme, hastalıklarla etkin savaşım, istenen kuşların
damızlığa ayrılması diğerlerinin elden çıkarılması gibi yetiştiriciliğe
ait rutin işler kolaylaşmıştır.
Her ne kadar ülkemizde kuşculuk yaygınsa da diğer ülkelerde olduğu gibi
ciddiyetle ele alınmamaktadır. Meraklılarımızın olaya çok ciddi ve büyük
bir şevkle baktıklarına hiç şüphe yoktur. Ancak çeşitli nedenlerle diğer
ülkelerde bu konuda yapılan etkinlikler ülkemizde henüz
yapılamamaktadır. Buna rağmen son yıllarda güvercin yetiştiricilği
konusunda organizasyonların yaygılaşmaları oldukca sevindiricidir. Hatta
aynı konuda zaman zaman sergiler ve yarışmalar da düzenlenmeye
başlanmıştır.
Doç. Dr. Türker SAVAŞ |