KUŞ EVLERİ
Osmanlı Devleti Dönemi İstanbul'undan Kuşevleri

GİRİŞ

TÜRK PLASTİK SANATLARINDA KUŞ TEMASI :
Sanat Tarihinin dikkat çeken temalarından biri kuştur. Yüzyıllar boyu plastik sanat dallarında kuş teması çevresinde çeşitli taşınabilir ve taşınmaz kültür varlığı oluşturulmuştur. Türk sanatında da bu tema sanatçıların beğenisini kazanmış ve resim, heykel, mimarî gibi güzel sanatlar yanısıra elsanatlarına çeşitlemelerle yansımıştır. Plastik sanatlar kapsamında bu konu geleneksel Türk elsanatlarından Batı estetik anlayışıyla oluşturulmuş modern resim, heykele mimarî süslemeden mimarî maket niteliğindeki kuşevlerine kadar geniş bir alana yayılmıştır.
Türk Kültüründe kuşa büyük ilgi duyulmuş kimi zaman doğadaki güzelliklerin, kimi zaman bir duygunun ifadesi, kimi zaman bir sembol, kimi zaman anlam yüklü bir motif, kimi zaman sevginin mimariye aktarılması biçiminde ele alınmıştır. Kuşun tema olarak seçilmediği bazı örneklerde bu kez tüyleriyle gelin başları bezenmiş ve deve kuşu yumurtalarından süslenerek askılar yapılmış deve kuşu yumurtası olan yere, örümceklerin yuva yapmadığı, burada örümceklerin görülmediği' düşüncesiyle camilere asılmıştır.
Türk sanatında kuş temasının süreklilik arzettiği bir dal el sanatları, özgün tasarımlar verdiği dal ise mimari kapsamında beliren suluk ve kuşevleridir. Anadolu ve çevresi Türk sanatının Selçuklu Dönemi, Beylikler Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi'nde yapılmış; çini, taş işleri, alçı, cam işleri, semi porselen, metal işleri, halı, kilim, cicim, işleme, yazma, oya, tentene, hat, minyatür ve bileşik malzemeyle yapılmış iki boyutlu elsanatları yanısıra taş işçiliğinin artistik ürünleri olan suluk, selsebil ve kuşevleri gibi üç boyutlu izlenimi veren çok yüksek kabartma türü olarak ya taşınmaz ya da taşınabilir nitelikteki kültür varlıkları bu konuda tanıklık etmektedir. Bilindiği gibi Anadolu ve çevresinde çeşitli malzeme, teknikle kuş temasının işlendiği Türk elsanatları örnekleri sayıca çoktur.
1 Sadi, Bayram-Adnan, Tüzen., İstanbul Üsküdar Ayazma Camii ve Ayazma Camii İnşaat Defteri, Vakıflar Dergisi, S. XXII, 1991, s. 203.
4
Erken tarihli örneklerini Anadolu'daki Türk sanatı açısından Konya'daki İnce Minare Medresesi ve Kayseri'deki Kutlu Hatun Türbesiyle 13-14, yüzyıllara indirebileceğimiz kuşevleri Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde Van'dan Kavala Selanik ve Girokastra'ya kadar uzanan topraklar üzerinde çeşitlemeler sergilemiştir. Böylece Anadolu'dan Rumeliye uzanan geniş coğrafya üzerinde Asya'dan Avrupada Arnavutluğa kadar yayılmıştır. Van'da Hoşap Kalesi, Yunanistan'da Selanikte Alaca Cami1, Yeni Hamam, Kavala'da Kavala Su Kemeri, Bulgaristan'da Samakov'da Küpeli Çeşme2, Şumnu'da Tombul Cami, Saat Kulesi, Haskovo'da Demir Baba Türbesi ve Arnavutluk'ta Girokastra' Nepravişta Melarni Tekkesi bu konuda tanıklık etmektedir.3
1 Nusret, Çam., Yunanistan'daki Türk Eserleri, Türk Tarih Kurumu, 2000. s. 294.
2 Girokastra ve Samakov'daki, yapılar konusunda bilgi Yrd. Doç. Dr. Mehmet İbrahimgil'den alınmıştır.
3 Mehmet, Top., Hoşap Kalesi, Dünyada Van. Van Valiliği Kültür ve Sanat Dizisi. 1998. S. 14, s. 21.
5
İnce Minareleri Medrese'nin portalini taçlayan dikdörgen biçimli bir oyuk, Kayseri Kutlu Hatun Kümbeti'nin dış cephelerinde sıralanan farklı aralıklarla farklı büyüklükte yerleştirilmiş dikdörtgen oyuk dikdörtgen biçimi kovukların bu dönemdeki varlığına işaret etmektedir. Yapılan çeşitli onarımlarla özgün biçimini yitirmiş ve kovuklar bu konuda detaylı bilgi vermemizi engellemektedir. Benzer bir durum erken Osmanlı Dönemi örnekleri için söz konusudur. Edirne'de Darülhadis Cami, Süleymaniye Cami, Amasya'da Saraçhane v.b gibi yapıları bezeyen oyuklar, Beylikler Dönemi'nden imparatorluğa geçiş döneminde de kuşevleri yapımının süregeldiğini belgelemektedir. Bütün bu örnekler taş ve almaşık duvara yapılmış kuşevleri çeşitlemeleriyle dikkat çekmektedir.
6
Ya duvar etine oyulmuş bir kovuk ya bir hücreye giydirilmiş bir cephe ya mimariyi geçirilmiş küçük ölçekli bir yapı ya da çatı arasına girilen yıldız, çiçek, daire vb. gibi delikler vb. gibi çeşitli biçimlerde karşımıza çıkmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nden kalan kuşeveleri kimisi ağaç, baca, oluk, iskele deliği, portal, kuşluk, kuşkonu, kuş takası, v.b. gibi yuvalardan yaşayan kuşların kimisinin kovuk, kuş köşkü ve serçesaray vb. gibi konutlarda barındığını ortaya koymaktadır. Öte yandan şadırvanları bezeyen suluklar ve selsebiller kimisi kendi suyunu sağlayan kuşların kimisinin kendileri için yapılmış çeşme ve sebillerden su içtiğini göstermektedir.
Bu arada Şanlı Urfa'daki Halil İbrahim Türbesi önündeki içi balıklarla dolu havuz ve ona bağlı su kanalları yanısıra Eşme Takmaklı'daki içinde kırmızı küçük balıklar yaşayan kuyu v.b. gibi örnekler farklı amaçla olsa bile benzer bir yaklaşımla balıkların da onlara atılan çeşitli yemlerle beslendiğine işaret etmektedir.

1 Bilgi Yrd. Doç. Dr. Mehmet İbrahimgil'den alınmıştır. 10

Büyük bir grubu yapıların duvar etine güvercin gübresinin zarar verdiği ileri sürülerek ya taş ya tuğla ile örtülmüş ya da sıvanmış kuş evlerin bir grubu da zaman ve olumsuz doğa koşulları nedeni ile özgün biçimi bozularak günümüze ulaşmıştır. Giderek çevresi değişen ve yoğun yapılaşma süreci içine giren yeni şehir dokularında bir grubu işlevini yitirmiş ve kuşlar tarafından terk edilmiştir. Bu arada geçen zaman dilimi içinde bazı yapıların farklı amaçla yapılmış bazı üniteleri işlev değiştirererek kuşevlerine dönüşmüştür. Bu konuda Ayasofya, Mahmut Paşa Cami ve Üsküdar'daki Yeni Valide Külliyesi hamamı olukları ilginç örnekler oluşturmaktadır.
Sulukların ve selsebillerin yitirildiği Cumhuriyet Dönemi'nde ise kuşevlerinin Ankara'da Anıtkabir'de kufeki taşından yapılmış bir örnekle;1 İstanbul Bağdad Caddesi'nde 228 numaralı ev ve 423 numaralı dükkânda betonla oluşturulmuş bir örnekle,2 Denizli Çivril İğdır'da kerpiçle tasarlanmış başka bir örnekle ve Eşme'de bir evde görüldüğü gibi taşa oyularak yapılmış çeşitlemelerle süregeldiği gözlenmektedir.
1 Yılmaz, Önge., Mimar Gözüyle Kuşevleri. Kültür ve Sanat, Kültür Bakanlığı, 1977, S. 5. s. 91.
2 H. Örcün. Barışta., Kuşevleri, Thema Larousse, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1994, C. VI. s. 293.
13
Öte yandan İstanbul, İzmir, Ankara, İnebolu, Tarsus, Bursa, Çivril vb. gibi merkezlerde ağaçtan, metalden yapılmış kuşevlerine rastlanmaktadır. Bunlar arasında İstanbul Eyüpsultan'daki Mihriman Mehmet Ağa Türbesini, Kuşadası Güvercinadayı, Tarsus Çamlıyayla'da bir konutu, Çivrilde İğdır'da bir bahçeyi ve Ankara'da TRT Genel Müdürlüğü girişi ile Gazi Üniversitesi Gölbaşı Kampusunu bezeyen ağaçtan yapılmış kuşevleri ve İnebolu'da, Pembe Köşk'ün bahçesini bezeyen metalden yapılmış kuşevleri yakın zaman dilimine ait ilginç örneklerdir.
18
Bu evler aynı zamanda günümüzde Anadolu'nun bazı yerlerinde örneğin Ayaş, Beypazarı, Gümüşhacıköy v.b. gibi yörelerde karşımıza çıkan pencerelere takılmış güvercin ya da keklik vb. gibi kuş ya da keklik beslemek için yapılmış kafeslerden farklıdır.
19
Bunlar İstanbul Eyüpsultan Cami, Yeni Cami vb. gibi bazı camilerin önünde kuşlara yem serpen ya da İstanbul Azapkapı Saliha Sultan Çeşmesi arkasında pazar günleri kurulan pazarda ve Kadıköy İskelesinin, Mısırlı Çarşısının yanındaki çarşı v.b. gibi yerlerde toplanan kuş severlerin ilginç buluşlarıdır.

TÜRK ELSANATLARINDA KUŞ TEMASI
Taşınmaz kültür varlıkları arasında Selçuklu Dönemi'ne ait Kubadabad Sarayı çinileri1 çeşitli kuş figürleriyle ilgi çekmektedir. Benzer durum Osmanlı İmparatorluğu Dönemi için söz konusudur. Topkapı Sarayı Sünnet Odasının ön cephesini bezeyen panolardaki kuş figürleri bu konuda tanıklık etmektedir. Panolar arasında fark edilen iki başka parça daha bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Victoria and Albert Müzesi'nde bulunan tavus kuşu ile bezenmiş bir parçadır.2 İkincisi ise Washington Freer Gallery of Art da sergilenmektedir.3 Bir fiskiye başında iki muhabbet kuşu yansıtılmış panonun da diğeri gibi nereye ait olduğu bilinmemektedir. 16. yüzyılın ikinci yarısı ve sonlarına tarihlenen bu parçalar değerli çinileridir.
Taş işçiliğinde dikkat çeken erken bir örnek Konya İnce Minareli Medrese Müzesi'nden bir mezar taşıdır. Bu mezar taşı üzerinde şahinli adam ve bir çocuk kabartması bulunmaktadır.4 Aynı müzede Konya Kalesi'nden getirilen çift başlı kartal kabartması;5 Sivas Gök Medrese portalindeki kartal ve kuşlar;6 Selçuklu Dönemi'nin Erzurum Çifte Minareli Medrese portalindeki kartal ve kuşlar7 Beylikler Dönemi'nin ilginç görselleridir.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nden kalan 18. yüzyıla tarihlenen Eyüpsultan'daki Kırımı Mehmet Efendi Çeşmesi; bir çift kuş figürü ile bezenmiş suluğuyla; Anadolu Kavağı'ndaki Çeşme 1148 (1780-1786) ayna taşındaki kuş konmuş selvi motifleriyle; Gazlı Çeşme'deki Kazlı Çeşme ise ayna taşındaki kuğu figürü motifiyle özgün parçalardır. Bu arada Antakya Çankaya Sokak 8 numaradaki evin dış cephesini bezeyen fanus takalarında yer alan kuş figürleri su mimarisi dışında konut mimarisinin süslemelerinde de kuş, figürünün sevilerek kullanıldığına ve 19. yüzyılda da yaygınlığına işaret etmektedir.
Alçıyla yapılmış tasarımlar arasında Kubadabad Sarayı’nın köşelikleri tavuskuşu ile bezenmiş8 ağzı açıkları (rafları) Selçuklu Dönemi'nin izlerini taşımaktadır.
Ağaç işlerinde ise Alanya Sinanoğlu Sokak 20 numaralı evle Kaleiçi Şekerhane mahallesinden9 saçak altındaki kuş biçimindeki rüzgar gülleri ve Konya Mimar Muzaffer Caddesi 38 numaralı evin balkon korkulukları yanısıra bazı koltuk takımları 20 yüzyıldan halk sanatındaki kuş temasını günümüze ulaştırmaktadır. Örnekler çoğaltılabilir.
1 Gönül, Öney., Türk Çini Sanatı. Yapı Kredi Bankası, s. 45, 46, 47. Ayrıca Bk. Rüçhan Arık, Kubadabad 1985 Yılı Çalışmaları, VIII. Kazı Sonuçları Toplantısı II, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eski Eserler Genel Müdürlüğü, Ankara, 26-30 Mayıs 1986, s. 306.
2 Öney., Ön. Ver, A.g.e., s. 59.
3 Öney., Ön. Ver, A.g.e., s. 76.
4 Gönül, Öney, Anadolu Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve Elsanatları, İş Bankası Kültür Yayınları, Genel Yayın No: 185, Sanat Dizisi 33, 1978. s. 42.
5 Öney., Ön. Ver., A.g.e., s. 39.
6 Öney., Ön. Ver., A.g.e., s. 51.
7 Öney., Ön. Ver., A.g.e., s. 49.
8 Öney., Ön. Ver., A.g.e., s. 72, 73.
9 Kayhan., Dörtlük, Alanya, Net Turistik Yayınları A.Ş. 1988, s. 63.
22
Taşınabilir nitelikteki kültür varlıkları kapsamındaki el sanatları alanlarında parçalar sayıca oldukça çoktur. Bunlar kumaş, halı, işleme, kilim, yazma, oya, tentene, metal ve kağıt işlerinden günümüze ulaşan bazı parçalarla örneklendirilebilir. Türk kumaşları arasında Berlin Staatliche Museen Preussischer Kulturbesitz Kuntgewerbe Museum1daki 81.475 envanter numaralı, üzeri bir kalkan biçiminde madalyon içinde çift başlı kartal motifleriyle bezenmiş kırmızı zeminli brokar kumaş parçası,1'2 Selçuklu Dönemi'ne ait erken tarihli bir örnektir. Bunu Beylikler Dönemi'nden bir çift kuş figürüyle bezenmiş Marby halısı3 ve Konya İslâm Türk Eserleri Müzesi'ndeki4 841 envanter numaralı zümrüdü anka kuşu ile bezenmiş halı izlemektedir. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde kuşlu Uşak olarak isimlendirilen5 halılara seçkin bir örnek İstanbul Türk İslâm Eserleri Müzesi'ndedir. Naturel zeminli 676 envanter numaralı bu halı ve aynı müzeden 795 envanter numaralı post halı ise kuş figürleriyle6 17. yüzyıla ait orjinal parçalar oluşturmaktadır. İşlemelerde 16. yüzyıldan kalan Topkapı Sarayı Müzesi 31/62 envanter numaralı, Şehzade Mehmet'in merasim mendili7,8,9 18. yüzyıldan kalan Victoria and Albert Müzesi'ndeki V.A.M. T. 478-1877 envanter numaralı örtü kuş figürleriyle dikkat çekmektedir. Kuşkusuz 18. yüzyıla tarihlenebilecek en ilginç parçalar İstanbul Maçka Askeri Müzesi'ndeki büyük bir olasılıkla çeşme çadıra ait olabilecek10 23616-23617-23623 envanter numaralı selvi ağaçlarına konmuş kuşlarla bezenmiş çadır etekleridir." Anadolu Kavağı'nda bulunan önceden değinilen meydan çeşmesinin ayna taşını akla getiren bu parçalar kültür tarihinin değerli belgeleri niteliğindedir. Geç dönem işlemeleri arasında 19 ve 20. yüzyıllarda artan beğeni kazanan kuş figürüyle bezenmiş Topkapı Sarayı-Müzesi 2/268 envanter numaralı cüz kesesi12 saray; havuz başında kuş figürleriyle bezenmiş pek çok peşkir, uçkur13 halk örnekleri olması nedeniyle; Victoria and Albert Müzesi'ndeki T. 328-1921 envanter numaralı, üzerinde kuş figürü de bulunan örnek bezi14 ise kuş motiflerinin evden eve ve 20. yüzyıla taşınması ile kayda değer. 20. yüzyılın kuşu konu alan bir başka sanat dalı kilimlerdir. Özellikle kuşlu kilim motifleriyle Şarköy dikkati çekmektedir. Bu konuda güzel bir parça Alanya Müzesi'ndeki 2.12.82 envanter numaralı kilimdir. Kilimler yanısıra 20. yüzyılın ilgi çeken alanları yazmalar oyalar ve tentelerdir. Kastamonu yazmalarında çeşitli kuş figürleri;15 Elâzığ iğne oyalarında ise bülbül
1 Ernst, Diez-Oktay, Aslanapa.. Türk Sanatı, İstanbul Üniversitesi, 1955, s. 260.
2 Öney., Ön. Ver. A.g.e., s. 133.
3 Diez - Aslanapa, A.g.e., s. 244.
4 Nazan, Ölçer., Turkish Carpets From the 13 th-18 th. Centuries, Tekstil Bank, Ertug, 1996, s. 21.
5 Şerare, Yetkin., Türk Halı Sanatı, İş Bankası Kültür Yayınları; 150 İstanbul. 1974, s. 97.
6 Ölçer, A.g.e. s. 155, 203.
7 Nurhayat, Berker, Türk Mendil Kültürü, Sanat Dünyamız. Yapı ve Kredi Bankası, 1977. S. 9. s. 10.
8 Örcün., Barışta. Osmanlı İmparatorluk Dönemi Türk İşlemelerinden Örnekler, Ankara,  1981, s. 7. Ayrıca Kuş Teması İçin Bk. Döküm Tabloları,
9 H. Örcün, Barışta., Türk İşleme Sanatı Tarihi, Gazi Üniversitesi Mesleki Yaygın Eğitim Fakültesi, Yayın No: l, 1995 II. Baskı., s. 23.
10 H. Örcün Barışta., İstanbul Harbiye Müzesi'ndeki Türk İşlemeleri Üzerine, Silahlı Kuvvetler Dergisi, S. 335, 1993, s. 81.
11 Cenap Çürük - Ersin Çiçekçiler., Örnekleriyle Türk Çadırları, Askeri Müze Yayınlan, 1983- s. 7, 29, 30.
12 Barışta.. Osmanlı İmparatorluk Dönemi Türk İşlemelerinden Örnekler, A.g.e, s. 106.
13 Barışta., Osmanlı İmparatorluk Dönemi Türk İşlemelerinden Örnekler, A.g.e. s. 215.
14 Barışta., Osmanlı İmparatorluk Dönemi Türk İşlemelerinden Örnekler, A.g.e., s. 202. Ayrıca Bk. H. Örcün Barışta, Gelenekten Günümüze Kalan İzler Örnek Bezlerindeki Sanat, İstanbul, 1995, s. 12, s. 33.
15 H. Örcün, Barışta., Kastamonu'da Yazmacılık, Erdem, Atatürk Kültür Merkezi Dergisi, 1988, s. 10. s. 202, Ç. 62, 66.
25
dala konmuş motifi1 pek çok tentene uçlu perdeyi bezeyen kuşlu bordürler, kuş motifleriyle süslenmiş köşe yastıkları tığ işlerinde de kuş temasının sevildiğini ortaya koymaktadır. Halk arasında karasevda-sevgi simgesi olarak da kullanılan kuş motifleri üzerinde örnekler çoğaltılabilir ve hammaddesi farklı olan daha başka alanlara da yönelinebilir.
Çeşitli madenlerden yapılmış metal örneklere gelince Topkapı Sarayı Müzesi'nden 2/1792 envanter numaralı, elinde kuş figürleri bulunduran atlı figürüyle bezenmiş çelik ayna ve ortası kabara biçiminde çift başlı kartal figürüyle bezenmiş Ottigen-Walerstein Koleksiyonu'ndaki tunç ayna aracılığıyla Selçuklu Dönemi'nden başlayıp Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde 19. yüzyıla tarihlenen kuşlu taraklar2 dal iğnelerle izleyebilinecek ve bakır tepsilerle, gümüş bileziklerle günümüze bağlanabilecek kuş motifleriyle bezenmiş metal parçaları bulunmaktadır.
Taşınabilir nitelikteki kültür varlıkları arasında resimli kitapların diğer bir ifadeyle resim albümlerinin kâğıt işleri arasında ayrıcalıklı bir yeri vardır. Elden ele bölgeden bölgeye ulaşan resimli bir çocuk kitabı bu konuda tanıklık etmektedir.3 Konya Koyunoğlu Müzesi'nde bulunan, 14470 envanter numaralı eseri cedid kağıdı üzerine suluboya tekniği ile yapılmış çizimlerle bezenmiş bu eserde kuş figürleri gözlenmektedir. Bu figürler arasında değişik kuş cinsleri yanısıra havuzbaşında kuş figürleri dikkati çekmektedir. Bazıları heraldik nitelikli kuş motiflerini bazıları barış, hoşgörü iletişim vb. gibi anlam yükleriyle karşımıza çıkmaktadır. Bazıları ise hala çözemediğimiz anlam yükleriyle fark edilmektedir.
İlgi çeken bir grup kuş figürü ise lüleler üzerinde karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda yapılan kazılarda Ankara Eyne Bey Hamamı'nda kuş figürleri ile damgalanmış bir grup lüle bulunmuştur. Belki de bir atelyenin işareti olan bu kuş figürlü lüleler üzerinde araştırmalar sürdürülmektedir.4
1 H. Örcün Barışta. XX. Yüzyıl Türk Oyalarında Seçilen Belli Başlı Konular, Gözlenen Estetik Değerler ve Plastik Özellikleri, Milletlerarası Türk Folkloru ve Halk Edebiyatında Yeni Görüşler, Güven Matbaası, Ankara, 1985. s. 239.
2 H. Örcün, Barışta, Türk Elsanatları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları: 975, Sanat Eserleri Dizisi II. Ankara, 1988, s. 86.
3 H. Örcün, Barışta, Konya Koyunoğlu Müzesi'ndeki Mektep Çocukları ve Halk İçin Resimli Oyuncak Kitabı, İsimli Eser Üzerine, Milli Kültür, Kültür Bakanlığı, S. 92. s. 58. Ayrıca Bk. Barışta, Osmanlı İmparatorluk Döneminden Günümüze Ulaşan Resimli Bir Çocuk Kitabı, 9. Ya-Pa Okul Öncesi Eğitim ve Yaygınlaştırılması Semineri, Ankara, Ya-Pa Yayınları, 1993, s. 380.
4 Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin Prof. Dr. H. Örcün Barışta'nın bilimsel başkanlığında yapmış olduğu Ankara Eyne Bey Hamamı 1999 yılı kazısında kuş figürlü lüleler bulunmuştur.
26

KUŞEVLERİNİN TANIMI VE SINIFLAMASI
Serçe, saka, kırlangıç, güvercin, kumru ve leylek vb. gibi kuşların barınması, konaklaması amacıyla tasarlanmış kuş yuvası ya da küçük maket niteliğindeki konut1'2'3 olarak tanımlanabilecek kuş evleri serçesaray, güvercinsaray, kuş köşkü, kuş takası vb. gibi isimlerle de bilinmektedir. Tarım alanında kullanılan kuş dışkısı toplayıp değerlendirmek için yapılmış kuşhanelerden farklı bir işlevle oluşturulmuş bu küçük yapıların4 mimariyi taçlayan ayrı bir ünite olarak yapılmış kuşluklar dışında tavan arasında tasarlanmış güvercinlik türünde ve çatı arasına açılan yıldız, yonca ya da rozet çiçeği biçiminde bir oyuktan girilen çeşitlemesi yanısıra Ürgüpte Ani'de görüldüğü gibi kayalara oyularak yapılmış türleri de vardır. Bunlar kuşların kendi yaptığı serçe, leylek, kırlangıç, karga ve güvercin yuvalarından farklı olarak insanoğlunun oluşturduğu yapılardır.
1 H. Örcün, Barışta., Kuşevleri, A.g.m., s. 293.
2 H. Örcün Barışta., Kuşevleri. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı - Tarih Vakfı, İstanbul, 1994, C. l, s. 133.
3 H. Örcün, Barışta., Anadolu'dan Bazı Kuşevleri, Aslanapa Armağanı, Bağlam Yayınları. / 100 Armağan / l, 1996. s. 36.
4 Lemi, Ş. Meray., Kuşevleri-Serçesarayları, V. Uluslararası Türk Sanatı Kongresi, Akademiai Kiado, Budapest, 1978, s. 60.
27
Bulundukları yer ve ait oldukları zaman dilimi kapsamında ele alınabilinecek kuşevleri mimariyle bağlantısız ve mimariyle bağlantılı kuşevleri olmak üzere iki ana başlık altında kümelenmektedir. Birinci grup bahçe mimarisinde ayak, destek diğer bir ifadeyle bir stand üzerine oturtulmuş taşınabilir nitelikteki, portatif konut biçimleri yanısıra arka cephesindeki kancalarla duvara takılan, asılan çeşitlemelerden oluşmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nden günümüze ulaşan örnek bulunmayan bir grupta genellikle ağaçtan yapılmış bir ve birden fazla katlı yapılar görülmektedir. Cumhuriyet Dönemi örnekleriyle çeşitlemelerini izleme olanağı bulduğumuz bu gruptaki kuşevlerinin güzel örneklerine çeşitli parklarda bazı bağ evlerinin bahçelerinde ve kent möblesi ya da bahçe malzemesi satan bazı dükkânlarda rastlanmaktadır.
32
Tek katlı kuşevlerine İstanbul, Eyüpsultan'daki Defterdar Parkı'ndan tekli çiftli gruplarla tasarlanmış konutlar; iki katlı güvercinliğe Ankara, Kavaklıdere Tunalı Hilmi Caddesinden bir yapı; Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi avlusundan iki ev ve üç buçuk katlı bir kuşevine ise İstanbul, Eyüpsultan Feshane Caddesi'nden bugün Eyüpsultan Belediyesi Kültür Evi olarak kullanılan ev örnek verilebilir. İlk ikisinden farklı olan üçüncü örnek bir camiden verilerek buraya monte edilmiştir. Önceleri Kavaklıdere bağlarını bezeyen ikinci örnekse güvercinliğin tabanına oturtulmuş, dışkı toplama çekmeceleriyle işleve bağlı olarak diğerlerinden değişik bir konstrüksiyon arzetmektedir.
Kuşkusuz mimariyle bağlantılı olmayan kuşevleri arasında Göreme'deki peri bacalarına oyulmuş evlerin ayrı bir yeri vardır. Bu kuşevleri hem kayalarla oyulmuş olmalarıyla hem boya ile bezenmiş olmalarıyla hem de bazılarının tarih kitabeleri1 bulunmasıyla değer arzetmektedir.
1 Murat, Gülyaz., Kapadokya Güvercinlikleri. Skylife. Turkish Airlines, 4/99, 1999. s. 38.
33
Bu grup kapsamında gerek bulunduğu kanyon, gerek güvercinliğe dönüşmüş kuşevleri, gerek kullanılan taş ve ağaçtan oluşan malzeme gerekse doğal güzelliğiyle Safranbolu Akçasu Kanyonu kendine özgü bir yer tutmaktadır.
İkinci grup ise taşınmaz kültür varlıkları kapsamında ya bacaların oluşumunda küçük küçük kemerlere başvurarak yapılan ya yapının duvar etine yuvalar oyularak ya tuğlalar çatılarak oluşturulan ya da bir yapıya küçük ölçekli maket niteliğinde bir yapı giydirilerek, oturtularak tasarlanan kuşevlerinden meydana gelmektedir. Yapının duvar etine giydirilmiş örnekleri özellikle Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde çeşitli malzeme ve teknikle tasarlanmış değişik mimari türleriyle zengin çeşitlemelerle ilgi çekmektedir.
Bu konuda Anadolu'da Kayseri Bünyan'a bağlı Bürüngüz köyü Mütevelli Camisi'ni bezeyen kuşevi 18. yüzyıla tarihlendirilebilecek güzel bir örnek oluşturmaktadır. Benzer bir durum farklı malzeme ile yapılmış Çorlu Fatih Camisi'ni bezeyen kuşevi için söz konusudur. Örnekler çoğaltılabilir.
1 Fotoğraf Dr. Mustafa Denktaş'tan alınmıştır.
37
Bacalarda görülen kuş yuvalarına gelince bunlar bir cephede bir gözlü ve bir cephede birden fazla gözlü çeşitlemelerle karşımıza çıkmaktadır. Bir cephede bir gözlülere 16. yüzyıldan Bursa Yenişehir Sinan Paşa Külliyesi İmareti bacaları, 1670 tarihli Kayseri İncesu'daki Merzifonlu Mustafa Paşa Kervansarayı bacaları, Doğu Bayezit'daki İshak Paşa Sarayı bacaları, Kavala'daki Kavalalı Külliyesi'nin bacaları ve Ankara Sulu Hanın bacaları örnek verilebilir. Genellikle işlev değişikliğiyle kuşyuvasına dönüşen bu evlerin örnekleri çoğaltılabilir. Bu arada değişik uygulamalara Göynük de Gazi Süleyman Paşa Hamamı ve Müderrisler Evi bacaları v.b. gibi örneklerde rastlanmaktadır. Benzer bir durum Safranbolu, Bartın, Akyazı ve Milas'taki1 bazı evler için söz konusudur.
1 Cengiz Bektaş., Kuşevleri, Skylife, Türk Hava Yolları, 7/98 Temmuz 1998, s. 124.
38

Bir cephesi birden fazla gözlü kuş yuvalarıyla bezenmiş bacalara gelince bunların güzel örnekleri Antalya Kaleiçi Uzun Çarşı Sokak 64 numaralı evde, Filibe'nin Kaleiçi'ndeki eski evlerinde ve Kavala'da Kavalalı Külliyesinde rastlanmaktadır. Örnekler çoğaltılabilir.
Bu arada Çorum ve Gümüşhacıköy'de1 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başına tarihlenen bir grup evde çatı arasının kuşevi olarak tasarlandığı, üçgen alınlıklara açılmış daire yıldız ya da çiçek biçimi açıklıklardan bu evlere giriş verilmiş olduğu görülmektedir. Bunlar bal peteği biçiminde duvar etine tuğlalar çatılarak, giydirilerek oluşturulan, kör hücreli kuşevlerinden çatı arasına açılmış bir giriş şeklinde tasarlanmış olmalarıyla farklılık arzetmektedir.
Taşınmaz kültür varlıklarıyla ilintili, kuşevleri ve bacalar bir tarafa bırakılarak yer aldığı yapılara göre avlu duvarı, belediye binası, cami, çarşı, çeşme, darphane, dershane mescit, dükkan, ev, han, hamam, hazire, imaret, karakol, kahvehane, köprü, kütüphane, maksem, medrese, mescit, mumhane, saat kulesi, su kemeri, sıbyan mektebi, ve türbeleri bezeyen kuşevleri; bir yapının beden duvarı, destek kulesi, kemeri, ayağı v.b. gibi mimari elemanlarına yada portal, şadırvan, minare, son cemaat mahalli, harim kısmı v.b. gibi mimarî ünitelerine bakarak sınıflandırılabilir.2
1 Muzaffer, Doğanbaş., Amasya Yöresi Kuşevleri, Arkitekt Dergisi, 1997 Mart, S. 447, s. 72.
2 Aytekin. Kuş., Ayrıntılarda Safranbolu Sevgi ve Merhamet Sembolü Kuşevleri, Müze Kent Safranbolu, Yıl 2, S. 23, Aralık 1997, s. 8.
42
Öte yandan kuş evinin kendi yapı türünden yola çıkılarak balkon, cami, cumba, çardak, ev, eyvan, han, kafes, kavuk, köşk, kümbet, külliye, mescit, serçesaray ve seyir köşkü v.b. gibi biçimlerdeki kuşevleri şeklinde sınıflandırılabilir.
Aynı zamanda bunlar kullanılan malzemeye göre ağaç, taş, tuğla, sac ile bileşik malzemeyle yapılmış kuşevleri ve taş duvara çökertme, taş duvara giydirme, taş duvara oyma, taş oyma, taş kabartma, almaşık duvara çatma, almaşık duvara giydirme, almaşık duvara taş cephe giydirme, almaşık duvara tuğla cephe giydirme, almaşık duvara oyma, sıvama tekniğiyle yapılmış kuşevleri biçiminde sınıflandırılabilir.

KUŞEVLERİNİN TÜRK SANATINDA YERİ VE ÖNEMİ
Türk plastik sanatlarının tarihi gelişim çizgisi içinde kuşevlerinin ayrı bir yeri vardır. Mimari türleri, biçimleri konusunda bir başvuru katalogu oluşturan kuşevleri Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde çeşitli yörelerde, çeşitli dönemlerde yapılmış örnekleriyle mimari tarihinin değerli belgeleridir.
Bu tasarımlardaki üç boyutlu arayışlarda aynı dönemin camilerinin mimber ve kürsü gibi elemanlarında gözlenen estetik değerlerden farklı bir açıda gelişen süslemecilikten öte bir anlayışla yansıtılmış formlarda heykel sanatına bir yaklaşım algılanmaktadır. Bazı örneklerde yüksek kabartma olarak sunulmuş çeşitlemeler güçlü ustaların diğer bir ifadesiyle senktraşların engin deneyimleriyle beslenmiş bilimsel perspektif kurallarını bildiklerini ortaya koyması yanısıra sanatsal bir eğilimle estetize edilmiş duygularıyla üçüncü boyutu ne denli kavradıklarının göstergesidir. Bilindiği gibi taş süslemeleri arasında özellikle 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarında bazı yapıların ağırlıklı olarak ön cephelerini bezeyen arma ya da bitkisel bezemelerden oluşan asma çelenk biçiminde tasarlanmış yüksek kabartma türleri bulunmaktadır. Yapı cephelerine yerleştirilen taş süslemeleri arasında İstanbul'da, Tophane binasını bezeyen kabartma olarak tasarlanmış top biçimi özgün bir örnektir. Ancak ne Tophane binasını bezeyen bu top biçimi ne de diğer bazı yapıları bezeyen arma ve asma çelenkler v.b. gibi süslemeler bazı kuşevlerinde gözlenen plastik değerlerden yoksundur. Bu bağlamda bir tür çok yüksek kabarma olarak tasarlanmış kuşevleri önemlidir.
Türk toplumunun doğa sevgisi ve çevre bilincinin göstergesi olan bu yapılar kuşların su içmesi için yapılmış küçük ölçekli tekneler biçimindeki suluklar, selsebiller gibi Türklerin kuş sevgisini yanısıra yaralı kuşları tedavi etmek için tasarlanmıştır.' Bu bağlamda Dolmabahçe Sarayı'ndaki Kuşhane, Kuş Köşkü, ve Kuş Hastanesi güzel örnekler oluşturmaktadır. Benzer bir durum Topkapı Sarayı'nın Kuşhane Taşlığı'na açılan Kuşhane Ünitesi için söz konusudur. Geçirdiği çeşitli onarımlar, yapılan işlev değişikliklikleriyle özgün biçimi konusunda detaylı bilgiye sahip olmadığımız bu yapı büyük bir olasılıkla bir kuş yuvası olarak tasarlanmıştı.
1 Meray, A.g.m., s. 60. 44
Kuşlara gösterilen ilginin ifadesi olan kuşhaneler, kuş hastaneleri, büyük ölçekli kuş köşkleri gibi güvercinlikler ve kuş evlerinin çeşitlemeleri günümüzde de kuş azad etmenin ve güvercin, kuş beslemenin süregeldiği Pakistan'la benzerlikler arzetmektedir. Kuşlara bakmanın sevap, kuş yuvası dağıtmanın günah olduğu v.b. gibi inançlarla beslenen kuşevlerinin oluşumunda İslâm dininin etkisi büyüktür. Bu etki 18. yüzyılda Lady Montegu'nun bir mektubunda, "Türkler masumiyetinden dolayı güvercinlere dindarca bir hürmet besliyorlar. Bu yüzden adetleri gittikçe artıyor. Leyleklere de aynı sevgi gösteriliyor. Leylek yuvaları uğurlu sayılıyor. Odanın penceresinde bunlardan bir tane bulunuyor",1 şeklinde cümlelerle aktarılmaktadır. Aynı yüzyıldan İstanbul Hekimoğlu Camisi'nde bulunan Kabe tasvirli çini pano üzerinde yer alan bazı yapıların pencerelerinin önünü bezeyen küçük cumba gibi tasarlanmış yapılar Montegu'nun cümlelerini akla getirmekte ve diğer cumbalardan küçük boyutlu, taşıntılı yapıların ya maşrak ya da kuşevleri, olabileceğini düşündürmektedir. 19. yüzyıldan kalan Thomas Allom'un Boğaziçi'ndeki "Bebek Koyu" isimli gravüründe görülen bir evin ikinci katındaki bir penceresinin önündeki kuşevi ise Montegu'yu doğrulamaktadır. Benzer bir durum Bartlett'in "Antakya Ulu Cami" konulu gravürü için söz konusudur. 1843 tarihli gravürde minarenin külahı üzerinde bir kuş köşkü yer almaktadır.2 İlgi çeken bir grup kuş evi Gordon Home'un "Cyprus Then and Now" (O Zamanda ve Şimdi Kıbrıs) isimli kitabını3 ve Stavros G. Lazarides'in "Cyprus 1878-1900 A Historical Recollection Of A Bygone Age Through Engravings" (Kıbrıs 1878-1900 Gravürlerin Hatırlattığı Tarihi Geçmiş) isimli kitabını4 bezeyen çizimler de de görülmektedir. Bu çizimler Lefkoşe ve Magosa'daki bazı yapıların kuş evleriyle bezenmiş olduğunu ortaya koymaktadır. Çoğu yok olmuş yapılarla ilgili bilgiler veren bu gravürlerde5 yansıtılan Magosa manzarasında bazı evlerin dikdörtgen biçiminde kovuklarla bezendiği, Lefkoşe'deki Deve Hanı’nın giriş kemerleri üzerinde dikdörtgen biçimli kuşevlerinin yer aldığı ve Lefkoşe'deki Venedik Sütünü (bugünkü Atatürk Meydanı) çevresindeki bazı dükkânların da ön cephelerinin kuşevleri çeşitlemeleri ile süslenmiş olduğu gözlenmektedir.
1Lady, Montegu., Türkiye Mektupları 1717-18 Çev. Aysel Kurutoğlu. Tercüman 1001 Temel Eser Dizisi, s.
70.
2 Yılmaz Önge., Mimar Gözü İle Kuşevleri, Kültür ve Sanat, İstanbul, 1977, s. 86.
3 Gordon Home., Cyprus Then And Now, Cyprus, London, 1960, s. 111, 121.
4 Stavros G. Lazarides., Cyprus 1878-1900 A Historical Recollection Of A Bygone Through Engravings, Cyprus, 1984, s. 141.
5 Bu konuda bilgi Doç. Dr. Netice Yıldız'dan alınmıştır.
48
Bilindiği gibi Dünya sanatı tarihinde kuş teması başka kültür millet ve dinlerde de zengin bir repertuvar sergilemektedir. Bazı Hiristiyan ve Musevi' yapılarında da kuş evleri bulunmaktadır. İstanbul'da Balat'da Ahrida Sinagogu2 ve Musevi Gasilhanesi ile Ayios loannes (Aya Yani) Kilisesi yanındaki Turu Sina Temsilciliği yapı grubu, Ayios Prodromes Kilisesi, Ayios Dimitrios (Aya Dimitri) Kilisesi, St. İren Kilisesi, Balat'daki Sinagogun Vakıf yapıları vb. gibi yapıları bezeyen kuşevleri farklı dinlere inanan insanların kuş sevgisini yansıtan ilginç örneklerdir.
Benzer bir durum İstanbul dışında Selanik'teki Panteleimon Kilisesi ile Safranbolu'daki Kıran Kilisesi ya da St. Stefano adlarıyla bilinen üstündeki kitabeden 1872 yılında yenilenmiş olduğu anlaşılan, 1950'li yıllarda camiye dönüştürülmüş Ulu Cami'yi bezeyen kuşevleri için söz konusudur. Bunların bir grubu İslâmi Türk yapılarını bezeyen kuşevleriyle bazı paralellikler göstermektedir.
1 Önge. A.g.m., s. 88.
2 Bektaş., Kuşevleri, A.g.m. s. 119.
51
Ancak bu örneklerin kuşevi biçiminde tasarlanmış olanlarının Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde bulunması Osmanlı İmparatorluk Dönemi'ne tarihlenmesi ve daha erken tarihli Bizans sanatına ait örneklerin ya iskele deliği ya da dikdörtgen biçimi kovuklardan oluşması dikkat çekicidir.
Bu bağlamda Türk sanatının Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde kendine özgü değerleriyle oluşturduğu balkon, cami, çardak, eyvan, kafes, han, köşk, kümbet, külliye, mescit, serçesaray ve seyir köşkü biçimindeki kuşevleri farklıdır. Benzer bir durum ev biçimindeki kuşevleri için söz konusudur. Bu benzerlik farklılıklar konusunda İstanbul ve İstanbul dışında Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerindeki Amasya, Merzifon, Gümüşhacıköy, Ankara, Beypazarı, Alanya, Antakya, Aydın, Bolu, Edirne, Havza, Mudurnu, Çorum, İzmir, Selçuk, Kastamonu, Kayseri, İncesu, Bünyan, Konya, Manisa, Nevşehir, Niğde, Rize, Şanlı Urfa, Tokat, Trabzon, Van, Bartın, Safranbolu, Yörük köyü v.b. gibi merkezlerde bulunan yapıları bezeyen kuşevleri yanısıra Arnavutlukta Giokastra, Bulgaristan'da Hasova, Şumnu, Razgrad, Sumakov, Yunanistan da Kavala, Selanik, Kıbrısta Lefkoşe ve Magosa v.b. gibi merkezlerde varlığı gözlenen ya da gravürlerden izlenen kuşevleri tanıklık etmektektedir. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde yaşayan Müslüman Türklerin yaptıkları kuşevleri, kuş köşklerinin bazıları 16 ve 17. yüzyılda tarih sahnesinde güçlü bir imparatorluk olarak beliren Gürkanlı (Babürşah) Devletinin Lahor, Agra ve Delhi'deki bazı yapılarını bezeyen kuşevlerini çağrıştırmaktadır1. Bilindiği gibi Timur soyundan gelen kurucuları bulunan bu devletin yapmış oldukları yapıları bezeyen kuşevleri arasında Lahor Kalesi'ni, Kırmızı Kale'yi (Red Fort) ve Taj Mahal'i bezeyen kuşevlerinin ayrı bir yeri vardır. Benzer bir durum Timur'un Türkistan'da inşa ettirdiği Ahmed Yesevi Türbesi ile Arslan Baba Türbesi'ni bezeyen iskele direği biçimindeki dikdörtgen formlu kovuklar için sözkonusudur. Belki de sonradan kuşevlerine dönüşmüş bu tür kovukların benzerleri İstanbul ve İstanbul dışında da karşımıza çıkmaktadır.
1 H.Örcün Barışta.. Pakistan'ın Lahor Şehri ve Çevresinde Gürkanlı Devleti'nin Yaptığı Eserler ve Osmanlı Sanatında Gözlenen Bazı Benzerlikler Üzerine, Gazi Sanat. Gazi Üniversitesi, 2000, s. l, s. 38.
54-55

İSTANBUL'DAN KUŞEVLERI
İstanbul'daki Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'ne tarihlenen yapıları bezeyen kuşevleri konumuna göre alfabetik bir dizgiyle avlu duvarı, borsa binası, cami, çarşı, darphane, mescit, dükkan, hazire, imaret, kahvehane, köprü, kütüphane, maksem, medrese, mumhane binası, sıbyan mektebi, ve türbe başlıkları altında kümelenebilir. Bu yolla ayrı başlıklar altında aşağıdaki gibi sıralanarak kısaca şöyle tanıtılabilir. Beylerbeyi Sarayı Avlu Duvarı, Darphane-i Amire Avlu Duvarı, Dolmabahçe Sarayı Avlu Duvarı, Topkapı Sarayı Avlu Duvarı, Topkapı Sarayı Avlu Duvarı, Borsa Binası, Atik Ali Paşa Cami, Ayazma Cami, Bali Paşa Cami, Beykoz Cami, Bezzazı Cedid Cami, Cakırçıbaşı Hasan Paşa Cami, Çorlulu Ali Paşa Cami, Eyüpsultan Cami, Fatih Cami Nuru Osmaniye Cami, Selimiye Cami, Sokollu Mehmet Paşa Cami (Mescidi) Süleymaniye Cami, Şemsi Paşa Cami, Yeni Cami, Yeni Valide Cami, Zal Mahmut Cami, Mısır Çarşısı, Darphane-i Amire Kompleksi, Damat İbrahim Paşa Dershane Mescidi, Köprülü Mehmet Paşa Dershane Mescidi, Çeşme Han, Necati Bey Caddesi'ndeki 136 numaralı dükkan, Ayhan, Balkapanı Han, Bozkurt Han, Büyük Yeni Han, Çuhacı Han, Hasan Paşa Hanı, Kızıl Han, Kilit Han, Küçük Yeni Han, Kürkçü Han, Rüstem Paşa Hanı, Saksı Han, Serpuşçu Han, Silahtar Han, Sofçu Han, Şeyh Davut Han, Taşhan, Valide Hanı, Vezir Han, Yaldızlı Han, Yemiş Han, Çakırçıbaşı Hasan Paşa Cami Haziresi, Mihrişah Valide Sultan İmareti, Yeni Valide Cami İmareti, Tahtakale Kahvehanesi, Büyük Çekmece Köprüsü, Fatih Külliyesi Kütüphanesi, Taksim Maksemi, Bereketzade Medresesesi, Ekmekçizade Ahmet Paşa Medresesi Feyzullah Efendi Medresesi, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medresesi, Sadr-ı Esbak Hasan Paşa Medresesi, Süleymaniye Tıb Medresesi, Laleli Külliyesi Mumhanesi, Amcazade Hüseyin Paşa Sıbyan Mektebi, Ayasofya Cami 1. Mahmut Sıbyan Mektebi, Divitçiler Cami Meşrutasındaki Sıbyan Mektebi Ragıp Paşa Kütüphanesi Sıbyan Mektebi, Recaizade Mehmet Bey Sıbyan Mektebi, Reisülküttap İsmail Bey Sıbyan Mektebi, Süleyman Halife Sıbyan Mektebi, Şah Sultan Sıbyan Mektebi, Şebsefa Kadın Sıbyan Mektebi, Yavaşça Şahin Mehmet Ali Paşa Sıbyan Mektebi, Yeni Valide Cami Sıbyan Mektebi, Ekmekçizade Ahmet Paşa Türbesi, Feridun Paşa Türbesi, Havatin Türbesi, Rüstem Paşa Türbesi, Üçüncü Selim ve Üçüncü Mustafa Türbesi.
58

AVLU DUVARLARI

ATTİYE-İ SENİYE AMBARLARI AVLU DUVARI
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Beşiktaş'ta, Dolmabahçe Sarayında, Dolmabahçe Caddesi üzerindedir. Uzun süre Askerlik Şubesi olarak hizmet veren yapı Dolmabahçe Sarayı ile bağlantılı bir ambar olarak inşa edilmiştir. Yapı sol tarafta Beşiktaş yönünde bir avlu duvarı ile Akaretler Spor Caddesi üzerindeki Vakıf- Akaretler Apartmanlarına bağlanmaktadır.
Kuşevleri:
Kara yönünde yüksek duvarlarla çevrili Dolmabahçe Sarayı'nın arka cephesinin karşısında Maçka eteklerinde yükselen Attiye-i Seniye Ambarlarının avlu duvarı ile Akeretler Apartmanları arasında uzanan taş duvarlar üzerinde otuzu aşkın kuşevi görülmektedir. Çoğu özgün biçimini yitirmiş ve yakın bir tarihte çimento ile sıvanarak önüne demir birer kuşkonu yerleştirilmiş bu evlerin bir grubu dikdörtgen bir grubu ise kırık kemer biçimindedir.

BEYLERBEYİ SARAYI AVLU DUVARI
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Boğazın Anadolu yakasında Üsküdar Beylerbeyi'nde yer almaktadır. Boğaz Köprüsü'nün yanında olan sahilsaray ve ona bağlı yapılar köşklerden oluşan saray kompleksi geniş bir bahçe içindedir. Has Bahçe olarak bilinen bu bahçe set set yükselmektedir.1 Tasarımı Sarkış Balyan'a ait olan sarayın Takvim-i Vekayi'nin 28 Zilhicce 1281 tarihli sayısında "Vukuat-ı Resmiyye" başlığı altındaki Şair Lütfü'nün dizelerinden yeniden Abdülaziz tarafından yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır.2 Bilindiği gibi önceleri burada Abdülmecit'in yaptırmış olduğu 1851 de yanan bir sahilsaray bulunmaktaydı ondan önce 11. Mahmut Dönemi'nde has bahçeler elden geçirilmiş ve bir sahilsaray yaptırılmıştı.3
Kuşevleri:
Sarayın tünel olarak isimlendirilen ünitesinde gerek set set yükselen has bahçenin kuşatma duvarları gerek duvarı üzerinde dört kuşevi görülmektedir.
1 Çelik. Gülersoy.. Dolmabahçe Sarayı Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Kültür Bakanlığı. Tarih Vakfı 1993. C. 3, s. 90.
2 Afife. Batur., Beylerbeyi Sarayı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Kültür Bakanlığı-Tarih Vakfı. 1994. C. 2, s. 206.
3 Beylerbeyi Sarayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Milli Saraylar Daire Başkanlığı. 1992. s. 19.
61
Has bahçede tünelden açılan kapının sol tarafında dikdörtgen biçimli dört yuva vardır. Bunlar moloz taş duvara açılmış gözlerden oluşturulmuştur. Son dönemde yapılan onarımda sıvanarak özgünlüklerini yitirmişlerdir.
Benzer bir durum hemen karşıda yer alan avlu duvarı için söz konusudur. Moloz taştan örülmüş bu duvar üzerinde de altı kuşevi kalıntısı gözlenmektedir.
Söz konusu tünelde ilgi çeken bir grup kuşevine dönüşmüş tahliye deliği dikkat çekmektedir. Anıtsal almaşık duvar yüzeyine keramik yuvarlak büzler gömülerek oluşturulmuş bu evler atlayarak sıralamalarla anıtsal duvarın üst kısmına üç sıra biçiminde yerleştirilmiştir. Burada yirmi sekiz yuva seçilmektedir.
63

CAMİLER

ATİK ALİ PAŞA CAMİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Çemberlitaş'ta Yeniçeriler Caddesi üzerinde yer almaktadır. Güney cephesi Vezir Han Caddesine bakan cami 1497 tarihlidir. Arkasında Tavuk Pazarı yanında Atik Ali Paşa Medresesi Sokak bulunan Eski Ali Paşa, Çemberlitaş, Dikilitaş, Vezir Hanı, Sandıkçılar Cami gibi isimlerle tanınan cami Atik Ali Paşa Külliyesi'nin bir parçasıdır.1 Külliyenin vakfiyesi 915 (1509 M.) tarihlidir. Caminin orijinal kitabesi yoktur. Cümle kapısı üzerinde 1314 (1896 M.) bu kitabe 1894 zelzelesinden sonra yerleştirilmiştir. Yapı 1648, 1716, 1766'daki zelzelelerden ve 1865 yangınından sonra onarımlar geçirmiştir.2
Kuşevleri:
Caminin Yeniçeriler Caddesine bakan batı cephesiyle mihrabın bulunduğu Vezir Han Caddesi'ne bakan güney cephesinde kufeki taşına yuvarlak ve sivri kemer biçiminde oyularak yapılmış kuşeveleri görülmektedir. İkisi mihrap duvarındaki bu evlerin diğerleri ana kubbenin oturduğu silmelerin üzerindedir. Değişik biçim ve büyüklükteki tek gözlü kuşevleri güney batıda kubbede her yönde ikişer tanedir. Batı cephesinde ise beş tanedir.
1576 yılında Melchior Lorich'in çiziminde caminin mihrap duvarı üzerinde görülmeyen bu evler büyük bir olasılıkla 1648'den sonraki bir onarımda yapılmıştır. Caminin Yeniçeriler Caddesine bakan avlu duvarı üzerindeki çeşmenin kitabesi bu onarımın 18. yüzyılda gerçekleştirildiğini düşündürmektedir. Kitabe şöyledir. "Fi-selilillah bu ab-ı safdan nûş eyleye kim Ayn-ı tesnîmü zülal-i menba-ı di'lçü gibi Old-ı carî pay-ı ab -asa bu târih-i selîs Tas ile iç kevseri cûd-ı Ali'den su gibi 1168 (1754-55 M.)"
1 Aydın, Yüksel., Atik Ali Paşa Cami, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı- Tarih Vakfı, İstanbul, 1994, C. l, s. 404.
2 Yüksel., A.g.m., s. 405.
70

AYAZMA CAMİ (SULTAN III. MUSTAFA CAMİ)
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Ayazma Cami Üsküdar'da Şemsi Paşa ile Salacak semtleri arasında, Mehmet Paşa Değirmeni Sokakla Ressam Ali Rıza Bey Sokağın kesiştiği ada üzerinde yer almaktadır. III. Mustafa camiyi annesi Mihrişah Emine Sultan ile ağabeyi Süleyman adına yaptırılmıştır.' Yapının başmimar Mehmet Tahir Ağa'nın eseri olduğu düşünülmektedir. Caminin kitabesinden 1174(1760-61 M.) tarihli olduğu anlaşılmaktadır.2
Kuşevleri:
Caminin güney cephesinde üç, batı cephesinde bir, Hünkar Köşkü'nün doğusunda üç, doğu portalinde dört, batı portalinde altı kuşevi vardır3 4. Ya saçak ya da silmeler altına yerleştirilmiş benzer ve farklı tasarlanmış on yedi kuşevi cami portal ve Hünkar Köşkü'nü bezemektedir. Bunlardan biri dışında hepsi kufeki taşından yapılmıştır. Farklı malzeme ile yapılmış olan kuşevi taş bir konsol arkasındaki almaşık duvar etine dikdörtgen tuğladan yapılmış bir cephe giydirilerek oluşturulmuştur.
Güney batı yönündeki kuşevinden günümüze yalnız dikdörtgen gövdeli bir yapı kalıntısı üzerinde üç tonoz ile sağ tarafta merdivenle ulaşılan bir podyum, iki kuşkonu ve duvar etinden dışa doğru uzanan demir kelepçeler ulaşmıştır.
Güney cephenin ortasında yer alan ikinci kuşevi5 bir cami maketi niteliğindedir. Dört destekli bir konsol üzerine oturtulmuş iki katlı yapının orta kısmı dışa doğru taşırılarak tasarlanmıştır. Birinci katta ortada üç, yan kısımlarda kalkık kemer biçiminde ikişer pencere vardır. İkinci katta ise ortada iki sütünü birbirine bağlayan bir yuvarlak kemerle taçlanmış pencere, yan ünitelerde ise iki sütünü birbirine bağlayan kalkık kemer gözü ortasında kalkık kemer biçiminde birer pencere vardır. Orta ve soldaki kemerin üzeri kafes biçimi şebekeli geometrik bezemelerle süslüdür. Yapının yan cephelerinde de altta ve üste katta benzer birer pencere bulunmaktadır. Yapının sağ tarafına doğru uzanan bir merdiven gözlenmektedir. Bu merdivenin ucuna yan ünitelere benzeyen dikdörtgen gövdeli tonozla örtülü bir yapı yerleştirilmiştir. Ortada düşey bir çıkması bulunan dikdörtgen cepheli kuşevinin üzeri ortada ve yanlarda tonozlarla örtülmüştür. Saçaklı örtü sisteminin her biri üzerine birer alem oturtulmuştur.
1 Semavi, Eyice, Ayazma Cami. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı- Tarih Vakfı. İstanbul, 1994. C. 1. s. 571.
2 Bayram-Tüzen.. A.g.m., s. 200.
3 Bektaş, A.g.m., s. 122.
4 Hasan, Ali, Göksoy., Osmanlılarda Kuş Sevgisi Kuşevleri, İlgi, 1976, S. 24, s. 12, 14, 15.
Önge.. A.g.m., s. 89.
73

DERSHANE MESCİTLER

DAMAT İBRAHİM PAŞA DERSHANE MESCİDİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Damat İbrahim Paşa Külliyesi Şehzadebaşı'nda, Şehzadebaşı Caddesiyle Dede Efendi Caddesinin köşesindeki ada üzerinde yer almaktadır. III. Ahmed'in sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından inşa ettirilen külliyenin kuzeyinde Dede Efendi Caddesi üzerindeki dersane mescit kitabesine göre 1133(1720 M.) tarihinde inşa edilmiştir. Mescidin aynı yola bakan duvarı üzerinde 1132 (1719 M.) tarihli Damat İbrahim Paşa Çeşmesi bulunmaktadır.1 Portalinin diğer tarafında ise Kütüphane yer almaktadır.
Kuşevleri:
Çeşmenin doğu yönünde diğer bir ifadeyle sağ tarafında saçak altında yapının mescit duvarına bağlandığı köşede platformlu, üç gözlü bir kuşevi vardır. Kufeki taşı oyularak oluşturulmuş evin her gözü yuvarlak kemer biçimindedir.
1  Doğan, Kuban., Damat İbrahim Paşa Külliyesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı-Tarih Vakfı, İstanbul, 1994, C. 2, s. 547.
132

DÜKKÂNLAR

ÇEŞME HAN
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Perşembe Pazarı'nda, Perşembe Pazarı Caddesiyle Çeşme Sokağın kesiştiği köşededir. Alt katı dükkân biçimindeki iki katlı hanın yan cephesinde tuğrası ve tarihi silinmiş bir çeşme yer almaktadır. Bu yapının karşısındaki yapı üzerinde "1274 - 1847 M. 1-20" yazıları görünmektedir. Bu yazılar sokakta 1847 yılında 1-20 ye numaralanan yapılara işaret etmektedir. Bu durum hanın 19. yüzyılda yapılmış olduğunu düşündürmektedir.
Kuşevleri:
Bitişik düzende inşa edilmiş Çeşme Hanın Çeşme Sokağa bakan cephesindeki çeşmenin üstünde saçak altında taşa oyulmuş kalkık kemerle taçlandırılmış kovuk biçiminde bir kuş evi yer almaktadır.
137

HANLAR

AYHAN
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Çemberlitaş'da Vezir Han Caddesine bağlanan Ali Baba Türbe Sokakla, Gazi Sinan Paşa Sokağın köşesinde yer almaktadır. Vezir Han'ın yanında bulunan yapının kitabesi yoktur. 20. yüzyılda çeşitli onarımlar geçirmiş yapı 19. yüzyılda yapılmış olmalıdır.
Kuşevleri:
Ayhan'ın her iki sokağa bakan cephelerinde almaşık duvar üzerinde kuşevleri izleri gözlenmektedir. Çoğu niteliklerini yitirmiş bu evler arasında Ali Baba Türbe Sokağa bakan cephede dikdörtgen biçimli tuğladan yapılmış bir ev görülmektedir.
139

HAZIRE

ÇAKIRCIBAŞI HASAN PAŞA CAMİ HAZİRESİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Üsküdar'da, Doğancılar Caddesiyle Tunus Bağı Caddesinin Halk Caddesiyle kesiştiği köşede bulunan Çakırcıbaşı Hasan Paşa Camisi'nin (Doğancılar Cami) hemen arkasında yer almaktadır. Bilindiği gibi 1558 yılında Çakırcıbaşı Hasan Paşa tarafından inşa edilen 1859 yılında Abdülmecid'in beşinci İkbal'i Şayeste Hanım tarafından yeniden inşa ettirilen caminin kuzeyi kufeki taşından örtülmüş, yüksek duvarlarla kuşatılmıştır. 17. 18. ve 19. yüzyıllarda önündeki podyum çevresinde de gelişerek büyüyen bu hazirenin duvarları büyük bir olasılıkla 18. yüzyılda örülmüştü.
Kuşevleri:
Yer yer şebekeli pencerelerle hareketlendirilmiş hazire duvarının bir penceresinin bir tarafında kufeki taşından yapılmış, bir köşk biçiminde kuş evi ile bir tarafında taşa oyulmuş, dikdörtgen biçimli iki yuva görülmektedir. Birden fazla tırnaklı bir konsol üzerine oturtulmuş köşk, tek katlıdır. Ortasındaki cumba yuvarlak kemer biçiminde iki pencere ile aydınlatılmıştır. Üstü ortadaki büyük yanlardaki küçük üç kubbe ile taçlandırılmış yapının sağ tarafında bir pencere sol tarafında ise daha büyük tutulmuş yuvarlak kemer biçiminde bir kapı vardır.
176

İMARETLER

MİHRİŞAH VALİDE SULTAN İMARETİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Eyüpsultan'dan Bostan İskelesi Sokak Türbe Çıkmazı köşesindeki Mihrişah Valide Sultan Türbesi ile Hüsrev Paşa Kütüphanesi'nin arasında yer almaktadır. Kitabesinden 1209 (1794 M.)1 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kuşevi:
Mihrişah Valide Sultan İmareti'nin 'U' biçimindeki avlusunu kuşatan revağın doğu kanadının dış yüzünde saçak altında bir kuş evi bulunmaktadır. Dikdörtgen gövdeli, iki katlı bir ev biçiminde tasarlanmış yapı kufeki taşından yapılmıştır. Üçgen biçiminde destekli bir konsol üzerinde yükselen yapı beşik bir çatıyla örtülüdür. Altta iki, üstte bir, kalkık biçiminde kemer formunda girişleri vardır.
1 Mehmet Nermi. Haskan., Eyüpsultan Tarihi, Eyüpsultan Belediyesi, İstanbul, 1996, s. 334.
177

KAHVEHANE

TAHTAKALE KAHVEHANESİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Eminönü'nde Tahtakale Sokakla Uzunçarşı Caddesinin köşesinde 284 numarada yer almaktadır. 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başına tarihlenebilecek yapı önceleri kahvehane olarak kullanılmaktaydı.1 Günümüzde dükkâna dönüşmüş ve orijinal biçimini yitirmiş yapı iki katlıdır.
Kuşevi:
Kahvehanenin saçağının altında Tahtakale caddesine bakan köşede tuğladan yapılmış, düşey çıkmalı, dikdörtgen cepheli bir kuşevi bulunmaktadır. Dikdörtgen bir konsol üzerine oturtulmuş yapı düz damlıdır. Ortadaki dışa doğru taşırılmış üç silmeden meydana gelen yapı tek katlıdır. Her silmenin kalkık kemerli bir girişi vardır. Kuşevi de yapı gibi sonradan pembeye boyanmıştır.
1 Mahalle esnafı bu dükkânın önceleri kahvehane olduğunu ileri sürmektedir.
181

KÖPRÜ

BÜYÜK ÇEKMECE KÖPRÜSÜ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
İstanbul Edirne eski yolu üzerinde kırk birinci kilometredeki Büyük Çekmece Köprüsü Büyük Çekmece ile Mimar Sinan köyü1 arasında uzanan birbirinden filayağı olarak isimlendirilen adacıklarla ayrılan dört köprüden oluşmaktadır. Mimar Sinan'ın eseri olan bu köprüler topluluğunun dördüncüsü üzerindeki kitabeden yapıların Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde yapılmaya başlandığı ve II. Selim Dönemi'nde 975 (1567 M.)2 de tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Kuşevleri:
Büyükçekmece Köprüleri topluluğunun dördüncüsü üzerinde göle bakan cephede ya taşa oyulmuş ya da kabartma ile oluşturulmuş yuvarlak kemer, kare ve dikdörtgen biçimi kovuklarla bir kuşevi yer almaktadır. Köprünün 18. yüzyılda onarım gördüğü üniteye giydirilmiş bu kuşevi kufeki taşından yapılmıştır. Konsol üzerine oturtulmuş bu seyir köşkü biçimindeki bir eyvandan oluşan yapı önünde dışa doğru konik taşıntılı bir güneşlik bulunan tonozla örtülmüştür. Birinci köprüde de kovuklar vardır.
1 Önge., A.g.m., s. 90.
2 Orhan. Bozkurt. Koca Sinan'ın Köprüleri, İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1952, s. 52, 55, 67, pl. 14.
182

KÜTÜPHANELER

ATIF EFENDİ KÜTÜPHANESİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Vefa'da, Vefa Caddesi üzerinde 40 numarada yer alan Atıf Efendi Kütüphanesi I. Mahmut Dönemi'nin başdeftarlarılığını yapmış şair Atıf Efendi tarafından 1741 yılında kurulmuştur.1 Kütüphanenin dış giriş kapısının üstündeki "Darü'l-Katüb- Atıf 1289(1872 M.)", tarihli kitabeden yapının sonradan bazı eklentilerle genişletildiği anlaşılmaktadır.
Kuşevleri:
Kütaphanenin Vefa Caddesine bakan cephesinde almaşık duvara oyulmuş dikdörtgen biçimli üç kuşevi görülmektedir. Üst kata yerleştirilmiş bu kuş evleri yanısıra aynı katta tuğla cephe giydirilmiş iki kuşevi daha vardır. Diğer kuşevleri yapının geçirdiği bazı onarımlarla kapatılmıştır.
1 Havva Koç. Atıf Efendi Kütüphanesi. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı, Tarih Vakfı, 1993 C.I, s. 399.
183

MAKSEM

TAKSİM MAKSEMİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Taksim Maksemi Taksim'de, İstiklâl Caddesiyle Taksim Caddesinin köşesinde yer almaktadır. I. Mahmut Dönemi'nde tamamlanan Taksim Su Yolu'ndan gelen suların şehre dağıtıldığı tesis olan maksemin giriş kapısı üzerindeki kitabeden ebcet hesabıyla yapının 1145(1732 M.) de yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yapının iç kısmındaki çörten üstündeki tek satırlık tarih kitabesi aynı tarihi vermektedir. Çörtenin bir tarafında Cezayirli Hasan Paşa bir tarafında ise Sadrazam Yusuf Paşa'ya ait birer kitabe daha vardır.'
Kuşevleri:
Maksemin giriş kapısının üzerinde karşılıklı dikdörtgen cepheli, birer kuşevi bulunmaktadır2. Kufeki taşından yapılmış bu kuşevlerinin birinin sağ tarafında yuvarlak kemer biçiminde diğerinin sol tarafında sivri kemer biçiminde duvara oyulmuş, kapı niteliğinde olan birer göz vardır...
1 Rezan, Çelebi., Taksim Maksemi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Kültür Bakanlığı-Tarih Vakfı, İstanbul, 1994, C. 7, s. 198. 2 Meray. A.g.m., s. 612.
186

MEDRESELER

BEREKETZADE MEDRESESİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Karaköy'de, Bereketzade Medresesi Sokakla Billur Sokağın Kömürcü Aziz sokakla kesiştiği adada hemen Karaköy Tüneli'nin yanıbaşında yer almaktadır. Yapının giriş kapısı üzerindeki Osmanzade Taib tarafından yazılmış kitabeden 1117(1705 M.) yılında bir darülhadis (hadis medresesi) olarak inşa edildiği1 anlaşılmaktadır. Günümüzde cami olarak kullanılan yapı geçirdiği onarımlarla özgün biçimini yitirmiştir. Yapı'daki "Bu Darülhadis (Bereketzade) Medresesi ve Külliyesi Derneğimizce 1977-1984 yılları arasında restore edilmiştir" şeklindeki açıklama külliyenin son şeklini 1980'li yıllarda onarıldığını ortaya koymaktadır.
Kuşevleri:
Yapının kuzey yönündeki Bereketzade Medresesi Sokak cephesinde dikdörtgen cepheli, bir köşk2 ve iki yuva biçiminde kuşevi gözlenmektedir. İki katlı bir yapı olarak tasarlanmış köşk dört, destekten oluşan bir konsol üzerine oturtulmuştur. Birinci katta ön cephede oyulmuş, bir kırık kemer biçiminde kapı ve göçürülmüş, karşılıklı birer dikdörtgen formlu, kör pencere ve üstte ortada yuvarlak yanlarda iki kırık kemerden oluşan pencere, yan cephelerde ise altta oyulmuş, kalkık bir kemer gözü biçiminde
1 Darülhadis Medresesi'nin kitabesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet İbrahimgil tarafından okunmuştur.
2 Bektaş., A.g.m., s. 125.
188

MUMHANE

LALELİ KÜLLİYESİ MUMHANESİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Laleli'de, Ordu Caddesi üzerinde yer alan Laleli Cami'nin hemen arkasında Mahfil Sokak'a da açılan ada üzerinde Taşhan'ın yanında yer almaktadır.
Kuşevleri:
Yapının Laleli Cami avlusuna bakan almaşık duvar üzerinde yan yana oturtulmuş, iki, kırık kemer gözünden oluşan kuşevi gözlenmektedir. Kufeki taşına oyularak yapılmış bu evler bazı onarımlar görmüş yapının özgün biçimini yitirdiğini düşündürmektedir.
209

SIBYAN MEKTEPLERİ

AMCAZADE HÜSEYİN PAŞA SIBYAN MEKTEBİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Saraçhanebaşı'nda, Eski Saraçhane Sokak üzerinde yer almaktadır. Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin bir parçası olan yapının banisi Köprülü ailesinden 11. Mustafa Dönemi'nde sadrazam olarak görev yapan Amcazade lakabı ile tanınan Hüseyin Paşa'dır. 17. yüzyıl sonlarında İbrahim Ağa'nın mimarbaşılığında inşa edilen yapı'nın doğusunda ön cephede dükkanlar üzerine yapılmış sıbyan mektebinin yalnızca penceresiz olan güney cephesi ile batı duvarının güney köşesi düzgün kesme kufeki taşı ile kaplanmış diğer ünitelerin duvarları almaşık duvarla örülmüştür.2
Kuşevleri:
Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi'nin Sıbyan Mektebi'nin kufeki taşıyla örülmüş güney duvarı üzerinde saçak altında iki kuşevi yer almaktadır3. Benzemekle birlikte farklı tasarlanmış bu evlerin sol tarafta Eski Saraçhane Sokağa bakanı üç destekli bir konsol üzerine oturtulmuş konsulla üç katlı bir köşk biçimindedir.
1 Ahmet Vefa, Çobanoğlu., Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı-Tarih Vakfı, İstanbul 1994, C. l, s. 236.
2 Çobanoğlu.. A.g.m., s. 238.
3 Bektaş., A.g.m., s. 125.
210

TÜRBELER

EKMEKÇİZADE AHMET PAŞA TÜRBESİ
Yapıyla İlgili Kısa Bilgiler:
Vefa'da eski Kovacılar Caddesi, şimdiki Cemal Yener Tosyalı Caddesi ile Taştekneler Sokağı köşesindedir. Sedefkâr Mehmet Ağa'nın tasarlamış olduğu Ekmekçizade Ahmet Paşa Medresesi'nin bir parçasıdır. 17. yüzyılda inşa edilmiş türbe1 dershane mescitle bitişiktir.
Kuşevleri:
Türbenin Cemal Yener Sokağa bakan cephesinde saçak altında kare biçiminde kovuklardan oluşan kuşevleri görülmektedir. Bazıları kapatılmış olan bu evlerin altında Dede Efendi Sokağa bakan köşede iki dikdörtgen bir sivri kemer bir kırık kemer biçiminde kovuk vardır. Türbenin Dede Efendi Sokağın devamı olan Taştekneler Sokağa bakan cephesinde bir dikdörtgen göz biçiminde kuşevi fark edilmektedir.
1 Ahunbay., Ekmekçizade Ahmet Paşa Medresesi, A.g.m., s. 146. 228

SONUÇ
Türk kültüründe ilgi duyulan temalarda biri kuştur. Sanata da yansıyan bu ilgi fonetik, dramatik ve plastik sanatlar yanısıra el sanatlarında pek çok eser ve artistik el sanatı ürününün dünya sanatına kazandırılmasına neden olmuştur. Bu sanat dallarından bazı el sanatı ürünlerine güzel sanat düzeyine taşıyan plastik sanatlar çeşitlemeleriyle göz kamaştırmaktadır. Gerek Anadolu öncesi gerek Anadolu ve çevresi Selçuklu Dönemi, Beylikler Dönemi, Osmanlı İmparatorluk Dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti Dönemi Türk Sanatında kuş temasını işleyen çeşitli taşınabilir ve taşınmaz kültür varlığı oluşturulmuştur. Taşınabilir kültür varlıkları kapsamında resimler, heykeller gibi çiniler, işlemeler, halılar, kilimler, yazmalar, oyalar, tenteneler, örgüler yanısıra ağaç işleri, alçı işleri, cam işleri, metal işleri, taş işleri ürünleriyle minyatürler ve hat sanatı örnekleri; taşınmaz kültür varlıkları kapsamında ise selsebiller, küçük boyutlu kurnalar ve kuşcvleri bu konuda tanıklık etmektedir. Bu örnekler arasında estetik değerleri, yanısıra kuşlara yarar sağlamak başka deyişle su vermek için tasarlanmış selsebiller, küçük su kurnaları gibi barınmaları, konaklamalarına olanak vermek için oluşturulmuş kuşevleri ile sağlıklarına kavuşturmak için yapılmış kuş hastaneleri önemli bir yer tutmaktadır. Üst düzeyde bir kültürün ürünü olan, Türklerin Anadolu'ya gelmeden ve İslam dinini kabul etmeden önce Şamanizm felsefesiyle beslenen kuş sevgisinden kaynaklanan önceleri kayalara gözler de oyularak yapılan bu küçük ölçekli yapılar İslam dininin kabulü ve Türklerin Anadolu'ya gelmesiyle özellikle Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde başka toplum ve milletlerde gözlenmeyen bazı örneklerle Dünya sanatına farklı bir perspektif kazandırmıştır. Bu bağlamda Timur ve onun soyundan gelen Gurkanlı (Babürşah) Devletinin ünlü hükümdarlarının Türkestan, Lahor. Agra, Delhi gibi merkezlerde de gözlenen örnekleri yanısıra Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde doğuda Van Hoşap Kalesi ve Doğu Beyazıt İshak Paşa Sarayı'ndan batıda bugünkü Arnavutluk Toprakları üzerindeki Girokastra'ya güneyde ise Lefkoşe, Magosa'ya kadar yayılan kuşevleri Türklerin insana olduğu gibi hayvana duydukları sevgi, şevkat, saygı ve hoşgörünün ifadesidir.1
Plastik sanat alanlarında da beliren bu ifade davranışlarda da yansıtmakta hasta kuşları tedavi etme, kuşlara yem ve su verme gibi alışkanlıklar bazı vakfiyelerle kurumsallaştığı gözlenmektedir Bu konuda Sultan Beyazıt'ın Vakfiyesindeki "Caminin ayrılmaz sakinleri kuşlar için her yıl harcanmak üzere 30 altın tahsis olunmuştur."2
H. Örcün Barışta.. Türk Sanatında İnsan Doğa İlişkisi Açısından Hoşgörü. A.g.m., s. 54. Meray., A.g.m.
292-293
şeklindeki hüküm ilginçtir. Kuşlara duyulan ilginin bir başka göstergesi de dönemin minyatürlerinde belirmektedir. Bu konuda 1582 şenliğinde kuşlarla beraber yürüyen kuşbazlar dikkat çekicidir.'
Kuşlarda bu ilgiye kayıtsız kalmamışlar Bayezit Cami Meydanı, Yeni Cami Meydanı, Eyüpsultan Cami Meydanı v.b. gibi meydanların sakinleri olmuşlar ya onlar için yapılmış kuşevlerini benimsemişler ya iskele deliklerine yerleşmişler ya da onlar için özenle tasarlanmış bacaların kış geçince geçici konukları olmuşlardır. İstanbul ve dışında pek çok yapıda görülen bir kenarı bir gözlü ve bir kenarı birden fazla gözlü yüksek bacalar bu konuda tanıklık etmektedir. Örnekler arasında Ayasofya'daki I. Mahmut Sıbyan Mektebi ve Lüleburgaz Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi bacalarının ayrı bir yeri vardır.
Bacaların bir kenarında ya bir ya da birden fazla gözle oluşturulmuş kuşevlerine Antalya, Filibe, Kavala v.b. gibi merkezlerde rastlanmaktadır. Örnekler Antalya Akseki, Lüleburgaz, Milas ve Rize'deki bir ev v.b. gibi örneklerle çoğaltılabilir.
1 Metin And., 40 Gün 40 Gece Osmanlı Düğünleri Şenlikleri Geçit Alayları, Toprakbank, s. 282.
294
İnsanlarla kuşlar arasındaki bu iletişim özellikle Osmanlı İmparatorluğu Döneminde başta İstanbul olmak üzere pek çok yerde kuşevlerinin yapılmasına ve örnekleriyle İstanbul'un ün kazanmasına neden olmuştur. İstanbul'a ün kazandıran kuşevleri çeşitli semtlerdeki yapıları bezemektedir. Bunlar arasında özellikle duvar etine cephe giydirerek ve eklenti bir yapı geçirilerek yapılmış mimari makedi niteliğinde olanlar Türk mimari tarihinde engin bir görsel kolleksiyonu sunmakta hem yitirdiğimiz bazı mimari türlerinin biçimi, kaç katlı olduğu, örtü sistemi, cephe düzeni, mimari ve yapı elemanları ve cephe süsleme elemanları konusunda bilgi vermekte hem de mimarinin çok ilginç bir türü olan kuşevlerinin konumu, bulunduğu yer, kitabesi, kuşevinin biçimi, kuşevinde kullanılan malzeme, kuşevinde uygulanan teknik, kuşevlerinde biçimlendirme, kuşevinin kaç katlı olduğu, örtü sistemi, cephe düzeni, mimari ve yapı elemanları ve mimari süsleme elemanları ile ilgili bizleri aydınlatmaktadır.
Bu bilgiler İstanbul'daki kuşevlerinden yola çıkılarak önce değerlendirildikten sonra Anadolu ve Rumeli örnekleriyle karşılaştırılarak kuşevlerinin konumu, kuşevleriyle bezenmiş yapıların semtlere göre dağılımı, kuşevleriyle bezenmiş yapıların yüzyıllara göre dağılımı, kuşevlerinde gözlenen biçimler, kuşevlerinin yapımında kullanılan malzeme, kuşevlerinin yapımında uygulanan teknikler, kuşevlerinde biçimlendirme ve kuşevlerinde süslemeler başlıkları altında kısaca şöyle özetlenebilir ve bir sonuca ulaşmaya çaba harcanabilir.
Oldukça geniş bir yelpazeye yayılan bazen bir mimarî türün ana strükturunu bazen avlu duvarını, nazire duvarını bezeyen kuşevleri günümüze ulaşan örneklerinden anlaşıldığına göre İstanbul'daki yapılarda en çok hanlarda karşımıza çıkmaktadır. Bazıları konaklama tesisi olarak tasarlanmış bazıları ise işhanı biçimindeki bu yapıları camiler, sıbyan okulları ve medreseler izlemektedir. Halka açık bu yapılarda gözlenen örnekler halk şairlerinin yarışmaları halk dilinde atışmaları gibi mimarların da bilgi beceri ve yaratıcı gücünü halka sergilediğini ve kendi aralarında bir tür konkur düzenlediğini düşündürmektedir. Özellikle halkın ve hükümdarların cumaları geldikleri Ayazma Cami, Yeni Valide Sultan Cami, Eyüpsultan Cami ve Selimiye Cami v.b. gibi camilerde en güzel örneklerin sergilenmiş olması böyle bir düşünceyi desteklemektedir. Diğer taraftan seçkin örneklerin bazılarının sıbyan okullarını bezeyişi çocuğa bu kuşevleri aracılığıyla kuş sevgisi eğitiminin de verildiği onun çevreyi, doğayı, hayvanı tanımasına gözlemesine özen gösterildiğine işaret etmektedir. Bu bağlamda böyle bir görüşü doğrulayan "Mektep Çocukları ve Halk İçin Resimli Oyuncak Kitabı", isimli albüm ilginçtir. Konya Koyunoğlu Müzesi'ndeki 14470 envanter numaralı 120 yaprak başka deyişle 238 sayfadan oluşan bu albümde ağaçlar, değişik sayıda meyvalarla doldurulmuş tabaklar kaleler, kuleler, arabalar, kayıklar, yelkenliler, çarklı gemiler, hayvanlar yanısıra karagöz oyunlarından alınmış sahneler ve kişiler, seyyar satıcı ile ayı oynatıcı gibi sahneleri yer almaktadır.1 Bu tasvirler arasında kuşlar vardır. Değişik cinste, değişik renklerle boyanmış bu kuşlar arasında fıskiye başında bir çift kuşun yer aldığı sahne ilginçtir.
1 H.Örcün Barışta., Osmanlı İmparatorluk Dönemi'nden Günümüze Ulaşan Resimli Bir Çocuk Kitabı Üzerine. A.g.m., s. 337-384.
299
Bazı seçkin örneklere ise III. Selim ve III. Mustafa Türbesi gibi örneklerde yer verilişi kuşevlerinin mezara kadar taşındığına işaret etmektedir. İstanbul'dan daha erken tarihli örneklerine Edirne Darülhadis Camisi'nde rastlanan kovuk biçimindeki kuşevleri Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde yapılan kuşevlerini 15. yüzyıla indirebilmemize olanak vermekte ve İstanbul dışında da bedesten, ev, çarşı, çeşme, han, hamam, köprü,1 medrese, saat kulesi, türbe v.b. gibi yapıların kuşevleriyle bezendiği ortaya, koymaktadır. 15. yüzyılda yapılmış Edirne Eski Camisi'ninde revağında iki kovuk biçiminde kuşevi vardır. Ancak bu kovuklar 18. yüzyılda yapılan onarımda buraya yerleştirilmiştir.
1 Orhan Bozkurt., Koca Sinan'ın Köprüleri. İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, İstanbul 1952, s. 77, 40.
300

H.Örgün BARIŞTA

T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları / 2528
Yayımlar Dairesi Başkanlığı Sanat Eserleri Dizisi 306
Ankara - 2000

Gönderen: Aygün ÖMÜRLÜ