KARAKURT KELEBEKLERİ

Karakurt kasabası, Manisa’nın Kırkağaç ilçesine bağlı olup, İstanbul-İzmir otoyolunda Gelembe ile Akhisar arasında, hatta Akhisar’a daha yakın ve karayoluna 7-8 kilometre mesafededir. Gelembe’den sonra karayolundan görülen “rüzgar gülleri” bu kasabada olduğundan, şehirler arası karayolundan seyrederken de kasabanın yerini bellemek mümkündür.

Şu sıralar, kendi elektriğini temin ettiği bu “modern rüzgar değirmenleri” ile anılan kasabanın, eskiden beri maruf  özelliği ise nadide “karabaş kelebek” güvercinleridir.  

Bu güvercinler; bilhassa Batı Anadolu’da yoğun olarak bulunan ve cinsi, “saya” veya “kelebek” olarak adlandırılan, paçalı, uzun-ince gagalı uçuş ve süs kuşu olarak beslenen, uçarken de ağır ve yavaş uçuşlarda dikey geniş daireler, coşkulu oyunlu uçuşlarında da ritmik ve hızlı yatay küçük daireler içinde dönüş ve oyunlar sergileyen, hemen her renge sahip olan, bir ırk içinde yer alırlar. 

Ancak, karakurt karabaş güvercinlerinin en önemli özelliği renk kompozisyonlarıdır. Sadece başları ve kuyrukları siyah olan bu güvercinlerin sırt ve kanatları olabildiğince lekesiz ve beyazdır. Diğer yaygın bir tabir ile, kafa-kuyruk bozalı da denen bu renk özelliğine ilk Karakurt kasabasında ulaşılmış olup, buradan tüm Anadolu ve Trakya’ya dağılmış olduğu kabul edilmektedir. 

Yalnız bu renk ve kompozisyon özelliğine, bu kuşların tüylerinin ipek gibi yumuşak ve de parlak olduğunu eklemek gerekir. Bu özellik hem çıplak gözle ayırt edilebilecek kadar belirgindir. Hem de el temasında açıkça hissedilmektedir. 

Ayrıca bu kompozisyona,  karakurt kelebeklerinin, Diğer kelebeklerden belirgin bir fark doğuracak şekilde sallı, iri ve uzun olduklarını eklemek gerekir. 

Bu görünüm biraz şiir ve edebiyatla da ünsiyeti olan güvercin severe, Faruk Nafiz’in gurbet şiirindeki gönül kuşunu bile hatırlatır. “Endamı uzun tüyleri parlak, bir kuş - nereden koparak geldiği meçhul”… 

Tabiatıyla karabaş kelebeklerin renk menşei düz siyah ve beyaz kelebeklerdir. Hedef ise, bu iki renkten sadece kafa kuyruk kara bozalı yavru alabilmektir. Buna ulaşılabilmek içinde koyu, kapalı veya maymunalı tabir edilen birçok ara renklerde bozalılara oluşmakta ise de, sadece siyah ve Beyza rengin bulunduğu kümesler çoğunlukla karabaş-karakuyruklar ile doludur ve de sadece bunlar sergilenir.

2007 Haziran ayında Karakurt Kasabasına yaptığım ziyarette, selam verdiğim ve tanıştığım her birkaç kişiden birisi güvercin sever çıktı. Kasabada güvercin yetiştirmenin çok yaygın bir hobi ve biraz da ticari bir meslek haline gelmiş olduğunu gördüm. Tanıştığım güvercin sever gençler ile kümeslerini gezdim. En seçkin örneklerinin fotoğraflarını çektim. Karakurt güvercin severleri kümeslerini gösterdikten sonra, beni güvercinseverler dernek lokallerinde misafir olarak ağırladı ve hazırlamakta oldukları www.karakurtguvercinleri.com adlı web siteleri hakkında bilgi verdiler.

Karakurt kasabasında karabaş kelebek güvercininin, Kırkağaç kasabasındaki “kavun” gibi bir Manisa markası olduğu kanaatine vardım.

İstanbul - Manisa karayoluna çok yakın olmasına rağmen, dışarıya kapalı bir hayat tarzı benimsendiğinden, Türkiye’nin  az gelişmiş kasabalarından biri görünümünde olan Karakurt Kasabasına, Dünyanın en ileri teknolojisi ile elektriklerini temin edecek rüzgar güllerini diktirebildiği için, en çalışkan belediye başkanı unvanı ile taltif edilmiş ve aynı zamanda bir karabaş yetiştiricisi güvercin sever olan belediye başkanına,  karayolunun Gelembeden sonra, rüzgar gülleri ile varılacağı anlaşılan köy yolu halindeki yolunu da, şehir yolu haline getirerek, bir karakurt güvercini heykeli ile kasabasına yön göstermesi yakışır. 


Av. Cemil ALTINBİLEK
İstanbul Manisalılar Derneği Onursal Başkanı,
Türkiye Güvercin Federasyonu Hukuk danışmanı ve fahri üyesi.