SIRP YÜKSEK UÇUCUSU

GENEL BİLGİ:
Irkın genel özellikleri; yüksek uçucu olması, uzun saatler uçması (en az 4 saat), daire çizerek uçması (50 ile 200 metre çapında daireler çizerek uçuş) ve filo halinde uçması (5 ile 14 kuşdan oluşan filolar).
Irkın uçuş özelliklerinin öne çıkması için ideal hava şartları 18 ile 30 derece arası sıcaklık ve kuzey-batı rüzgarlarının (saniyede 1 metre) mevcut olmasıdır. Kupa filoları uçuşa muazam bir şekilde 50 ile 200 metre çaplarında daireler çizerek başlarlar. Uçuşları kesintisiz bir yükseliş içindedir. Filo en az 5 kuşdan oluşmalıdır. 30 dakika sonunda filo sinekte (bulutlarda) olacak bir yüksekliğe ulaşmış olmalıdır. Bu yüksekliğe iki saat içinde ulaşamazlarsa diskalifiye olurlar. Bu yükseklik kuşların kanat çırpışları görülemiyecek bir seviye çıktıklarında kabul görür. Gök yüzünde nokta gibi görünmelidirler. Filo, bu yükseklikte en az 5 saat kalmalıdır. Averaj uçuş 5 ile 7 saat arası sürebilir. İdeal hava şartları dahilinde filonun uçuş yüksekliği 800 ile 1500 metre arasında değişir. Bu yükseklikte kuşlar bulutların hizasında hatta üstünde uçup gözle görülemez hale gelebilirler. Bu görünmezlik 2.5 ile 5 saat arası devam edebilir. Bu zaman sonrasında filodaki kuşlar gruplar halinde veya hep beraber alçalmaya başlar. İniş hızlı bir şekilde olabileceği gibi yavaş yavaş veya belli seviyelere alçalarakda oluşabilir. Bu iniş genelde 15 dakika ile 2 saat arası bir zaman alır. Belli seviyelere alçalarak iniş filonun bir iniş seviyesi gösterdikten sonra bir süre bu seviyede uçması ve daha sonra belli bir seviye daha iniş göstermesi şeklindedir.

Genç kuşlar ilk uçuş sezonlarında, iyi bir eğitimle, 3 ile 6 saat arası uçabilirler. 3 ile 4 yaş arası kuşlardan beklenilebilecek en iyi zamanlama 15 saat civarındadır. Yugoslavya'da bir çok Sırp Yüksek Uçucusu klübü yıllık kupa yarışları düzenler ve bu yarışlar sırasında sadece kuşların sinekte harcadığı zamanlamayı puanlar. Bu ırk üzerine ilk klüp 1910 yılında kurulmuştur.

Sırp Yüksek Uçucuları aynı zamanda güzellik yarışmalarında iki kategoride gösterilir; Spor ve standart. Spor kategorisinde kuşun uçuş zamanlaması puanların 80% ine, görünüşü ise 20% ye tabi tutulurken, standart kategorisinde puanların 100% ü  görünüş üzerinedir.

STANDART:
Bu ırkın en önemli özellikleri: Yüksek uçuş, uzun zaman havada kalma, grup olarak daireler şeklinde uçumak ve genel görünüştür.
Geldiği Ülke: Sırbistan ve Yugoslavya.
Genel Görünüş: Orta küçüklükte, sıkı yapılı, düz ve dik bir göğüs yapısına sahip. Her zaman uçuşa hazır bir görünümü olmalı.
Kafa: Uzun ve dar bir yapının yanında üst kısmı düz bir yapıya sahiptir. Alın gagaya düzgün bir açıyla girer. Tepenin her kısmı aynı yükseklikte ve kafanın hafifce üstünde görünecek kadar uzun olmalıdır.
Gaga: Orta uzunlukta, aşağı doğru meyilli ve kıvrık. Burunüstü alınla aynı açıda ve kuşun rengine göre renklenmiş olmalıdır. Koyu kuşlarda renkli, ötekilerinde kemik rengidir.
 

Vücut: Kısa ve sağlam bir yapıya sahip olmalı. Sıkı ve kaslı olmalı. Yerden yüksekliği kısa olmalı. Sıkı bir tüy yapısına sahip olmalı.
Gözler:
İnci gözlü ve bebeği olabildikçe küçük olmalıdır. Gözler kafatasının orta kısmının hemen önünde dengeli bir şekilde bulunmalıdır.
Boyun: Sıkı ve sağlam bir yapıya sahip olmalıdır. Kafadan gövdeye doğru hafifce bir genişleme göstermelidir. Gövdeyle orantılı olmalıdır.
Kuyruk:
Kısa ve sıkı 12-14 tüyden oluşmalı. Yere yakın taşınmalı.
Kanatlar: Uzun ve kuyruk tüylerinin sonuna yetişecek şekilde olan tüyler, kuvvetli bir yapıya sahip olmalı. Kuyruk üstünde taşınmalı. Tüyler geniş ve bir birinin üstüne binecek şekilde olmalı.
 

Ağırlık: 170 ile 250 gr. arası.
Bacaklar ve Ayaklar: Paçasızdır ve bacaklar kırmızı renk olmalıdır.
Renk ve renk dağılımları: Bütün renk ve renk dağılımları makbuldür.
Kusurlar: Paça görülmesi. Yuvarlak kafa yapısı. Uzun veya sıska vücut yapısı. Yüksek yapı. Çok iri vücut yapısı. İnci rengi dışında göz rengi (beyaz ve akbaşlarda kara göz geçerlidir). Başka ırklarla kırılmış olmanın her hangi bir belirtisi.

KISA TARİH: Sırp yüksek uçucusunun geçmişi yeterli şekilde araştırılmamıştır. Orta çağlarda Türk'lerin Sırbistan'a getirdiği güvercinlerin Yunan ve Macar ırklarına kırılmasıyla elde edildiği ırkın eski tarihi bilgisidir. Fakat, Sırp Yüksek Uçucusunun tarihini araştırırken, Jovan Martinivoiç müthiş bir bilgiye rastlamıştır; Sırp yüksek uçucularının atası illirian güvercinidir (Columba İlliyrica). 
 

Klasik Archangel Irkı, Columba İlliyrica (Ülkemizde Cinperi olarakda bilinir)

Babilon İmparatorluğunun sona ermesinin ardından bir grup kabileler Anadolu ve Trakya yoluyla Balkanlara gelmişlerdir. Yunanlı ve Romalı lardan oluşan bu grup sonradan İllirian'lar adını almıştır. İllirian'lar bu bölgeye gelirken beraberlerinde Babilon'un kutsal ırkınıda getirmişlerdir. İllirian devleti bayağı büyüktü; Batıda Adriyatik sahilleri, kuzeyde bu günün Slovakya'sı ve Hırvatistan'ı, doğuda Danube ırmağı ve batıda Moldova, güneyde de Kosova, sınırlarını oluşturuyordu. 6. yüzyılda güney Sırpları bu bölgeye göç etti ve bu parlak, canlı tüylü ırka büyük ilgi gösterdi. 13. ve 14. yüzyılda İllian güvercini "Archangel ırkı" olarak Sırp manastırlarında yetiştirildi.

1389'da gelen Osmalı ordusu Sırp ordusuna ağır kayıplar verdirmiştir. Bunun takibi olarak bütün Sırbistan Osmanlı eline geçmiş ve bir çok Sırp kuzeye göç etmek zorunda kalmıştır. Bu göç sırasında Sırplar Archangel ırkını kuzey ülkelerine götürmüş ve oralarda yayılmasını sağlamıştır. Sırbistan'ı ellerinde tuttukları süre içinde Türkler, çoğu taklacı olan (tepesiz), bir çok güvercin ırkını buraya getirmişlerdir.  İllian güvercininin bu ırklarla kırılması sonucu Sırp yüksek uçucusunun oluşumu başlamıştır. O zamanlarda bu kuşlar genellikle Belgrad, Nis, Smederevo ve Krusevak gibi şehirlerde tutulmuşlar. Türkler bu ırkıda kendilerine mal etmiş ve adını "faslıje" veya "tafesi" (tepeli demektir) olarak koymuşlardır.
 

Sırp yüksek uçucusunun yaratılışı sırasında yetiştiriciler daireler çizerek yüksek ve uzun süre uçan bir ırk yaratmaya çalışmışlardır. Uçuş sırasında takla atan bütün kuşlar bu ırktan çıkarılmıştır. Bu işlem sırasında yetiştiriciler kuşların dış görünüşüne önem vermemiştir. Bu nedenle her renkte ve renk karışımında kuşlar üretmişlerdir. Bunun yanında ırkın bir çok varyeteside mevcuttu. Bütün bunlar uzun süre ırkın bir standardının yazılmasını olanaksız kıldı.

Irkın ilk standardı 1972 basılmıştır. 1973'de Sırp Yüksek Uçucuları Sombor Uluslar Arası Güvercin Show'unda gösterilmişlerdir.
Günümüzün Sırp Yüksek Uçucusu, vücut, kafa ve tepe yapısı olarak Archangel ırkını andırmaktadır. Özellikle koyu bronz renklileri.

Bu kısa tarih bilgisi Josip Pekanoviç tarafından yazılan "Golubovi Letaci" (Uçucu Güvercinler) kitabından tercüme edilmiştir.
Fotoğraflar arkadaşımız Sinan Solaklar'ın kuşlarına aittir.

Çeviri; Uğur Kurt GÜRSU

Not: Bu ırkın geçmişi hakkındaki tarihi bilgilerin Golubovi Letaci kitabının basılmasından sonra değişmesi ilginç. Benim kişisel görüşüm; bu değişimin ırkın Türkler le ilgisini azaltmak gibi bir amacı var. Orijinal bilgi Sırbistan'a gelen bir Türk ırkınına Yunan ve Macar ırkları sokularak yapılan çalışmalar sonucu elde edildiği iken. Türk bağlantısının ikinci plana itildiği başka bir bilgi ortaya çıkıyor ve ırkın tarihi olarak kabul ediliyor. İlginç olan başka bir olay ise Josip Pekoviç'in yazdığı kitapların içeriğinin Golubovi Novije Rase kitabının yazarı Bora Vasiç'in verdiği bilgilerle içli dışlı olması. Josip Pekoviç'in Sırp Yüksek Uçucusunun tarihindeki değişiklikleri yapma teşebbüsleri zamanında Bora Vasiç'in dünya ya Dolapçı ırkımızı Pristina Roller, İzmir makaracısınıda Sarajevo Roller olarak tanıtma çabalarına benzer. Bu bağlantı Sırp ırkı hakkında verilen bilgilere şüphe ile bakmama neden olduğundan, Jovan Martinivoiç'in tarihi araştırma yaparken rastladığı o müthiş bilgiyi araştırmak istedim.
Martinivoiç'in rastladığı bilgi, 1884 yılında, Kosova'nın Pec (Pek) şehrinin tarihi sulama sistemlerinin Babilon sulama sistemlerine benzerliği üzerine yaptığı çalışma amacıyla ziyaret eden İngiliz arkeolojist A. J. Evans'ın Belgrat'da bir güvercin yetiştiricisiyle yaptığı konuşmanın bir parçası. Babillon aşığı Evans'ın Kosova'da su kanallarının yanında İllirian çoban köpeği, mezapotamya ırkı benzeri eşşek ve küçük atlarada rastladığını anlatan bu kısımda Evans'ın güvercin yetiştiricisine "Eğer güvercinlerinizin atalarını görmek istiyorsanız, Pee (kitabın bir önceki kısmında Pec ve Pek olarak bahsedilen şehirle aynı isimin yazı hatası olabilir?) şehrine git. Orada bunların atası olan İllian Güvercinini görebilirsin" demesi. Konuya milliyetçi bir bakış açısıyla bakması meşhur olan Pekanoviç'in bir başka buluşu ise taklacı ırkımızın da yine İllian güvercininden geldiği. Maalesef bu konuda Sırp Yüksek Uçucusu hakkında gösterdiği kaynak kadar bile bir açıklama yok.

Bu ırkın Türklerle ilişkisi üzerine beyin jimnastiği yapmak istenirse TGYB forumlarında bahsedilen iki değişik noktanın göz önünde bulundurulması gerektiği düşüncesindeyim:

1) Festakkalılar: Denizli'nin Çal ilçesinde köylüler tarafından Katal kuşu ve şehir merkezindekilerinde Köy kuşu ismiyle andıkları kuşların Sırp yüksek uçucusu ile ilişkisi olup olmadığını irdelemek ilginç bir araştırma olabilecek kapasitede bence.
 

Çal'ın Katal Kuşları, Festakkalılar

Irk hakkında arkadaşımız sayın İskender Damgacı'nın bizlerle forumda paylaştığı bazı bilgiler;
"Katal kuşlarıyla Sırp yüksek uçucularının aynı kuşlar olduklarını söylemek gülünç bir iddia olur. Bununla beraber Sinan bey'in verdiği bilgilerle benim Katal kuşları hakkında yüzeysel bildiklerim arasında yakın olanlar var. En iyisi bende katal kuşlarıyla ilgili bilgi ve gözlemlerimi aktarayım. Belki gelecekte yapılacak çalışmalara bir yararı olur.

Katal kuşları adıyla bildiğimiz güvercinlerin tamamı tepelidir. Büyük çoğunluğu üstten bakıldığında 90 derece köşeli görünen festakka adı verilen bir arka tepeye sahiptir. Sırp yüksek uçucuları gördüğüm kadarıyla parmak tepe formundalar. Onlara eskiden sırbistan bölgesinde Türkler tarafından "Feslice" adının verilmesi acaba bu sebepten olabilir mi? İlginç bir konu...

Katal kuşları pırıltı duyarlılığı olmayan kuşlardır. Hava marifetleri yoktur. Yavaş kanat atışlarıyla yuva üzerinde dar dairelerle uçarlar, fazla yükselmezler. Kümeste barındırılmazlar. Köy evlerinin saçak altlarında yapılmış tekdüze follarda yuvalandırılırlar. Çok iyi yavru bakıcısıdırlar. Dönek yetiştiren arkadaşlarımızdan bazıları tel salmalar yaparlar ve Katal kuşlarına burada yavru baktırırlar. Yuvalarına ve yavrularına karşı çok iştahlıdırlar. Dişiler bile yuvaya çıktıklarında ve yavruya bakmadan önce gürül gürül öterler. Abartılı biçimde kanat açıp kuyruk sürürler. Yanlarına yaklaşıldığında veya bir yere kapatıldıklarında sürekli vuklama sesleri çıkarırlar.

Paçasız, dik duruşlu, orta irilikte sağlam bünyeli kuşlardır. El değmeden çoğalırlar, ne verilirse onunla yetinirler. Tam bir köy-bahçe kuşudur. Öncelikle Çal sonrada Çivril ilçemizde evlerde çok yaygındır. Alınıp satılmazlar, maddi değerleri yok hükmündedir. Köylerde tanıdığınız varsa ancak geceleyin merdiven kurup yakalayarak bu kuşlara sahip olabilirsiniz

Çal ve Çivril ilçelerimizin halkı Kayı boyundandır. İki ilçenin arasında yer alan eski panayır alanında sadece tarihi bir minare kalıntısı ayaktadır ve bu bölgeye Kayı Pazarı denilir. Kayı boyu mensuplarının bölgeye girişi yaklaşık 1230'lu yıllardır. Bu bilgileri şunun için aktarıyorum; Sırbistan bölgesine göç eden/yerleştirilen eski Türkler eğer Kayı boyundansa Katal kuşlarının Sırp Yüksek Uçucuları'nın atası olma olasılığı artar. Bu bir tahmindir, kişisel düşüncemdir. "

2) Trabzon Tepelileri: Yine TGYB forumunda Avustralya'dan arkadaşımız sayın Engin Salim Gürkan'ın bizlerle bu konu hakkında paylaştığı tecrübelerinde, Avustralya'ya o zamanlar soyları neredeyse kaybolmak üzere olan Trabzon asıllı 4 damar götürdüğünü ve bu 4 kanı birbirine kırarak Sırpların getirdiği kuşlardan daha üstün uçuşa sahip olanını uçurduğunu söylüyor. Engin arkadaşımız Avustralya'da şu an Yugoslavya'dan gelme 6 soy olduğunu ve bunların 4 ünün bahsedilen Trabzon kuşları ile aynı özellikleri taşıdığını anlatıyor. Bu Trabzon asıllı kuşların geçmişinden bahsederken, Engin arkadaşımız "Benim yaşlılardan dinlediğim Osmanlının Balkanlar'a gönderdiği insanları korumak amacıyla Lazları seçmiş olması ve buralara giderkende bu askerlerin ailelerinin bu kuşlarıda yanında götürdükleri" diyor.

TRABZON TEPELİLERİ
(
Fotoğraflar arkadaşımız Engin Salim Gürkan'a aittir)